Akıl gıdasını, yaşanılmış, olumlu olumsuz ayırt etmeksizin, tüm ayrıntıları kendi çekmecesinde biriken ve yeni bilgi kaynaklarına erişerek alır.

Teorik ve pratik akıl, çoğu zaman anlaşamasa da her ikisinin hedefi aşağı yukarı aynıdır. Ahlak dünyamızın dizayn edilmesi, davranışlarımızın ve güncel hayatta aldığımız kararların, ilkelerin, sürdürebilir olması ortak noktalarıdır.

Akıl, her bilgiyi alan, gelişmek için var edilmiş en kıymetli özelliğimizdir.

Akıl: Teorik ve Pratik çeşitliliğiyle sınırlı değil elbette...

Bunlar en büyükten en küçüğe doğru;

Akl-ı meaş, Akl-ı mead, Akl-ı selim, Akl-ı nurani, Akl-ı ruhani, Akl-ı sultani, Akl-ı evvel (Akl-ı külli) çeşitleridir.

Tasavvufi açıdan bunları nefs mertebeleriyle ilişkilendirilebiliriz; elbette yerli yerinde kullanmak icap eder!

Bir gömlek vardı hani; beden ve nefsimizi sarıp sarmalayan...

Ben bu gömleği giymedim, giyenlere de gıpta ettim. Kesimi tek tip olan bu gömleğin renginin ise etrafına huzur verdiğini, giyene de yakıştığını zaman zaman söylemişimdir. Söylemeye de devam edeceğim.

O gömleğin bir dili olsa da konuşsa keşke!

Giyip çıkartanlar oldu.

Oysa bu kumaştan üretilen gömleğin bir anayasası olduğu gerçeğini de hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Milli ve manevi değerlerin yaşatılması üzere oluşturulan Milli Görüş çizgisinden bahsediyorum esasında:

bu çatı altında yetişmiş ama kapıyı sert şekilde çarparak çıkanları, tekrar bu kapıdan medet bekler vaziyette görmek, bu binanın temelinin ne kadar sağlam olduğunu teyit ettirmiş olmaları dışında, siyasette 'dün dündür' kelimesinin de gerçekliğini ispat ettirmiş oldular.

Sonra mı?

Sonrası malum!

'Yarına kalır ama yanına kalmayacağı tecrübeyle sabittir.' Her ne olursa olsun bu böyledir!

40 yıl düşünsem Sayın Erdoğan'ın milli görüş ocağına destek istemek için kurmaylarını göndereceği aklımın ucundan geçmezdi!

Ocağı tüttürmeye devam ediyor oğul Erbakan: Genel merkez binasının kapıları herkese açık; 'Milli ve manevi kozmik odanın kapısı açılır mı' diye sormayacağım, aralanıp aralanmayacağı kararı ise oğul işi değildir!

O ocağın temeli olduğunu iddia eden ve öyle zannedenlerin işi hiç değildir..!

Bu karar Milli Görüş gömlek kumaşından vaz geçmeyenlerin kararı olacaktır!

Böyle de olmalıdır.

Kurucu başkan Rahmetli Necmettin Erbakan ne demişti? Hatırlayın, 2003 yılında 'gömleği çıkardık'  ifadelerine karşılık olarak..?

" O gömleği çıkartıp ne giyeceksiniz. Bilderberg, Rotaryen gömleği mi? Bunları kendi milletvekillerinize kabul ettiremezsiniz, çünkü onlar Milli Görüş ocağında yetişmiştir" demişti.

(hemen hepsi de o gömleği çıkartmışlardı.)

Koalisyonlardan çok çektik! Siyaset sahnesinin yeni ürünü olan İttifaklar ki, ittifak içinde ittifaklar denebilir bunlara..!

Akıllara zarar işler bunlar!

Bu yüce Milletin aklını, yine kendi aklına hasret bırakmaya çalışmayın !

Olur Mu..?