Cuma namazı sonrası Nur Mahallesi Şehit Şeyh Zeki Camisi önünde bir araya gelen grup, Fransa ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Müslümanlara yönelik açıklama ve uygulamalarına tekbir ve sloganlarla tepki gösterdi. Cami önünde bir araya gelen grup adına açıklama yapan Hüda-Par Cizre teşkilatı basın sözcüsü Cüneyt Özkaya, sözde demokrasisi ve özgürlükleri ile övünen Fransa'nın düşmanlık ve ötekileştirme furyasının başını çektiğini söyledi. Özkaya, "Söz konusu Müslümanlar ve İslam olunca, bütün özgürlükçü ilkeleri helvadan birer puta dönüşen Fransa, kendi vatandaşı Müslümanları haklarından mahrum edebilmektedir. Fransa'nın toy, cahil ve kaprisli Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, açıklama ve uygulamalarıyla İslam'a karşı olan kin ve nefretini artık aleni bir savaşa dönüştürmüştür. Son iki asırda başta Cezayir olmak üzere Afrika'nın birçok ülkesinde İslam topraklarını işgal ve talan etmiş, yüz binlerce Müslüman'ı katlederek soykırım uygulamıştır. Şu andaki refah ve zenginliğini halen sömürmekte olduğu İslam topraklarına borçludur. Müslümanlar bunların hiç birini unutmuş değildir. Fransa halen bunların hesabını vermemiştir. Aynı şekilde önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon gibi Afrika ülkeleri Fransa'ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkelerdir. 2015 yılında Paris'te Charlie Hebdo'ya yapılan saldırıların ardından çıkarılan OHAL ve terörle mücadele yasası, İslam'a ve Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldü. Okullarda başörtü, çarşı ve pazarda burka ve peçe yasaklandı. Müslümanların cami, dernek, lokal, okul gibi kurumların kapatılmasını adli makamların elinden alarak valilerin keyfi kararlarına bırakıldı" dedi.

"Avrupa İslam'a gebedir"
23 ay süren OHAL ve ardından çıkarılan Ayrımcılıkla Mücadele Kanunu ile 152 kafe, 15 mescit, 12 kültür merkezi ve 4 okulun kapatıldığını aktaran Özkaya, "Onlarca kişi gözaltına alındı ve sınır dışı edildi. Müslümanlar her tarafta ayrımcı şiddet ve tacizlere uğradı. Fransız Kamuoyu Görüşü Enstitüsünün yaptığı bir araştırmaya göre, yaklaşık her iki Müslümandan biri, tesettürlü kadınların yüzde 60'ı hayatlarında en az bir defa ayrımcılığa maruz kalırken, ömürleri boyunca hiç başörtüsü takmayan kadınların yüzde 44'ü de bu ayrımcılığa uğramaktan kurtulamadı. Fransa'daki bütün cami, lokal, okul ve kurumlar izin, her türlü kontrol ve ağır denetimlere tabi tutulmaktadır. İslam'a ve kutsal değerlerine her türlü hakaret ve düşmanlık himaye görürken, Filistin'i işgal eden, Filistin halkına soykırım uygulayan Siyonist rejimi eleştirmek ise antisemitizm diye yasaklanmıştır. Bununla birlikte Fransa başkanı Macron, 'Fransa Müslümanı' adıyla kendilerine göre bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışmaktadır. Bütün bunlar İslam ve Müslümanlara açılan topyekun bir savaştır. Avrupa ülkelerinde Müslümanlara mal edilmeye çalışılan şaibeli saldırılar, İslam'ı batıda yok etme projesinin bir parçasıdır. Avrupa ve Fransa, İslam'a karşı açtığı bu savaşı kazanamayacaktır. Aziz İslam'a karşı mücadele etmeye çalışanlar, dün olduğu gibi bugün de kaybedenlerden olacaktır. İzzet ve irade sahibi İslam ülkeleri, Fransa'nın bu İslam düşmanlığına karşı mutlaka harekete geçmesi gerekir. Dünya genelinde Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma mutlaka kurulmalıdır. Başta Fransa olmak üzere Avrupa'da artışa geçen İslam düşmanlığını lanetliyoruz. Avrupa İslam'a gebedir. Bir gün mutlaka bu kutlu doğum gerçekleşecektir" dedi.
Grup açıklamanın ardından sessizce dağıldı.