Fıkra bu ya...

Dışarda sicim gibi bir yağmur...

Otelin kapısına aynı anda iki kişi yapışır...

Aynı anda resepsiyonun önüne varır...

Aynı anda resepsiyon görevlisinden oda ister...

Görevli çaresiz gözlerle bakar...

Elinde çift kişilik yataklı tek oda kaldığını söyler...

'Sen önce geldin, ben önce geldim' tartışması bir yere varmaz...

Resepsiyon görevlisi, anlaşırlarsa aynı odada kalabileceklerini söyler...

Kabul ederler...

Odaya çıkarlar...

Önce kadın duşa girer, rahatlar...

Ardından adam...

Adam çıktığında kadının yorganı dikine katlayıp yatağın tam ortasına uzattığını ve yatağı ikiye ayırdığını görür...

Kendisi için ayrılan bölüme yatar...

Sabahın erken saatlerinde kadın bir bağırtıyla uyanır...

Odayı paylaştığı adam bağırıyordur:

- Ulan sebzeci, sabah sabah bağırıp durma. Uykumdan ettin beni...

Sebzeci de karşılık verir...

Adam iyice köpürür:

- Ulan atlarım şurdan, gösteririm gününü...

Bu arada kadın basar kahkayı...

- Hadi ya! Sen bir gece boyunca yorgandan atlayamadın, 5. kattan mı atlayacaksın(!)

***

Samsun'daki birçok siyasetçi ve yöneticinin durumu bu...

Adlarının önüne sıfatları sıralıyorlar...

Bakınca 'bir şey yapar' zannediyor millet...

Sonra 'tıs'...

Millet onların hiç bir iş beceremediğini, beceremeyeceğini görüyor ama...

Sorun bunu kendilerinin görmemesi...

Bakın Samsun'da onlarca sorun var...

Sıfatlarıyla kendilerini 'Önemli' göstermeye çalışanların bu şehirde çözdükleri ne var?

Bu şehre getirdikleri hangi hizmet var?

Bu şehrin insanlarının hayatlarına değen bir tek olumlu ne hareketleri var?

Bu kentte insanların eleştirdikleri hangi konuya dokunma var?

'Tıs'!

Pek çoğunun adlarının önündeki sıfatları ne kadar uzun olursa olsun Samsun'da karşılığı yok!

Ama gel de bunu onlara onlat!

Kendilerini bulunmaz 'hint kumaşı' zannetmeye devam ediyorlar...

Sadece 'cukkalı' işlerde varlar, hepsi o kadar!