Merhum Erbakan'a ,'SAVUNAN ADAM ' sıfatı, partisinin kapatılması davasında Anayasa Mahkemesi'nde yapmış olduğu savunmadan dolayı Ahmet Taşgetiren ağabey tarafından verilmişti.

Merhum Erbakan ömrünü, inandığı davasını savunarak geçirmiştir.

İslamı , Müslümanları ve onların sömürüden kurtulmalarını hep savunmuştur.

Onu ilk defa 1970'li yıllarda Çaykara'da tanıdım.

Dernekpazarı Ortaokulu'nda öğrenciydim.

Dernekpazarı'nın içinden geçip Çaykara'ya doğru yol alan araçların önünden giden otomobile monte edilmiş hoparlörlerden merhum Abdürrahim Karakoç'un yazdığı 'Hak Yol İslam Yazacağız' dizeleri okunuyordu.

'Kör dünyanın göbeğine / Hak yol İslam yazacağız...

Kuşların gözbebeğine /Hak yol İslam yazacağız...

Koç burcuna yay burcuna / Bebeklerin avucuna

Minarelerin ucuna / Hak yol İslam yazacağız...'

'Hak yol İslam yazacağız' nakaratı yerine bazen, 'Hak yol Milli Nizam yazacağız' ifadeleri okunuyordu.

Müthiş bir heyecanla arkadaşlarıma, haydi Çaykara'ya diyerek okulu astık ve gittik.

Hoca Çaykara'da Hükümet konağına yakın bir çay ocağının önünde bir sandalyenin üzerinde ayakta aklımdan hiç çıkmayan otobüs örneğini anlattı.

Hoca diyordu ki, 'Bakınız, önünüzde biri Paris'e, diğeri de Mekke'ye giden iki otobüs vardır.

Siz Mekke'ye gitmek istiyorsanız yanlışlıkla Paris'e giden otobüse binmemeniz gerekir. Aksi halde menziline ulaşamazsın. Sonra pişman olursun.'

Merhum Hoca, örneklerini her zaman basit fakat, herkesin anlayacağı şekilde verirdi.

Türkiye'de İslamcı hareket, politikalarında çatışmacı değil, hep barışçı olmuştur. Çeşitli uluslararası İslamcı örgütlerden etkilenmiş olsa bile sahip olduğumuz bin yılı aşkın deneyimlerimizle kısmen de olsa yoğurmasını bildik.

Nev-i şahsına münhasır kişiliğiyle bu harekete siyasal katkı sağlayan merhum Hocanın okulundan şimdiye kadar üç cumhurbaşkanı ve beş başbakan çıkmıştır.

Merhum Hoca dar-ı bekaya göçederken parti bazındaki misyonunu da götürmüştür. Bu da büyük arayışlara neden olmaktadır.

Rahmet dileğiyle selam ve sevgiler…