YouTube web sitesi, Stavraetos adlı Yunanlı bir kullanıcının gönderdiği, Mustafa Kemal Atatürkün fotoğrafına animasyon yoluyla allık ve ruj sürülerek, ağzından çok çirkin sözlere yer verilen video görüntülerini, gelen tepkiler üzerine yayından kaldırdı...
Küstah görüntülerin kaldırılması için site yönetimine gönderilen yüzbinlerce elektronik posta
işe yaramıştı...
Eğer tepkisiz kalsaydık,
kahpece hazırlanmış
görüntüler, daha da ileri boyutlara taşınabilirdi...
Site yönetiminin bundan böyle,
benzer çirkinliklere izin verebileceğini
sanmıyorum...
İşte sivil toplumun gücü bu...
Bu gücü her ne kadar
geliştiremediysek de,
ulusal davalarda
durum değişiyor...
Sıkı bir duruş ortaya çıkıyor...
Oysa bu güç, Yerel sorunlarda da
kendisini ortaya koyabilmeli...
Samsunlular, Mobil santral
olayında bir nebze bu gücü gösterebilmişti...
Bir nebze dememin nedeni,
kapalı kapılar ardında
başka konuşan siyasiler,
vatandaş karşısında
tutumunu değiştirebiliyordu...
Kimi vatandaşlarla kol kola yürümüş, kimi de
mitingleri yüksek yerlerden izlemeyi yeğlemişti...
Ancak, bütün bunlara rağmen
amaca ulaşılmıştı...
Şehirlerde ekonomik ve sosyal ilişkiler,
sivil toplumun gücünü
elbette etkiliyor...
Kişiselleştirmeler başlıyor; kırgınlıklar
ve dargınlıklar ortaya çıkıyor...
Bunun örneğini de Teşvik meselesinde
yaşamıştık...
Yasalar, vatandaşlara hak tanımış...
Başkalarının yaşam haklarını
ihlal etmeden, kamu düzenini
bozmadan yapılabilecek çok şey var...
Bunlardan biri de Elektronik posta yoluyla hakaret etmeden
meramı anlatabilmek...
Ancak, temel sorun örgütlenmede...
Küçük olsun, benim olsun diyen
zihniyet, koltuk sevdasına düşünce
sağlıklı bir yapı ortaya çıkmıyor...
O yüzden de hemen hemen her sivil toplum kuruluşunda
aynı sancılar yaşanıyor...
Partiler de buna dahil...
Ben yerine Biz olmayı
başarabilirsek, bu ülkede ve bu şehirde kötü giden
çok şey değişecektir...