İbrahim Şahin.

Samsun Valisi.

'Eğer biz işimizi iyi yaparsak, paralel yapılar, dikey yapılar, yatay yapılar asla sızmaz' diyerek uyardı.

İyi de bu yapılar kimin eseri?

Bu eserlerin sahipleri ahkam kesiyor.

Suçlarını örtbas etmek istercesine.

Halbuki hesap sorulması gerekir.

Cezalandırılması da.

Türkiye'de hukuk gereği gibi işlemiş olsa çoktan cezalandırılırlardı.

Bugün ülkemizde paralel yapı deyip çokça insan sabahın köründe evinden alınıp hakim karşısına çıkarılıyor.

Serbest bırakılıyor.

İnsanlarımız paralel yapı ile korkutuluyor.

Günahsızlar da rahatsız ediliyor.

O paralel yapının lideri Fethullah Gülen dedikleri ile görüşenleri bilmeyen yok.

Çünkü geçmişte Feto ile görüşmenin kendileri için önemi büyüktü.

Bugün o görüşenlere kimse nedenini sormazken, sözde iddialarla yargılananlar oluyor.

El insaf yahu.

Benim için Fethullah Gülen'den çok onlara o fırsatı verenler suçlu.

Zira kullanmak istediler, kullanıldılar.

Gün gelir hesap vermek zorunda kalırlar.

Bu ülke bu tür yapılardan kurtarılmalı.

Kurtarmanın yolu da sandıktan geçer.

Vali İbrahim Şahin paralel uyarısı yaparken, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da AB dayatmalarına değindi.

Dayatmalar neyin ürünü?

Bana sorarsanız iktidarın yanlış ürünlerinden sadece bir tanesi.

Günlerdir bayram görüntüsü verilmek isteniyor.

Öneminden fazla gösteriliyor.

AB'yi 'Biz neymişiz be abi?' düşüncesine sevk etti.

Ardından istekleri sıralattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dayatma görüp karşı çıktı.

Bu düşünceye Akif Çağatay Kılıç da katıldı.

Doğru olan da bu.

İyi de günlerdir pompaladıklarınıza ne demeli?

Dereyi görmeden paçayı sıvamak neyin nesi idi?

Yurtdışına vizeli gitsek ne olur?

Gitmesek ne olur?

Kısacası doğmamış çocuğa don biçmek alışkanlığımız olmuş.

Hesapsız-kitapsız hareketler bir ileri iki geri götürüyor.

Bir türlü de ders alınmıyor.

Vatandaşı umutlandırmakla neye varılmaya çalışılıyor?

Sürekli yaşanan hayal kırıklıkları gün gelir neden olanları hak ettiği biçimde cezalandırır.

Bizden sadece hatırlatması.