Dünkünü yanlış olduğu için eleştiriyordum, bugünkünü de doğru olduğu
için destekliyorum. Dün yanlıştan dönülmesi için eleştiriyordum,
bugünse doğrudan vazgeçilmemesi için destekliyorum. Hükümetin,
Güneydoğu'da, Sur, Cizre ve Silopi gibi ilçelerde uyguladığı
politikaları kastediyorum. Yanlış olduğu için eleştirdiğimi söylediğim
politika, 'ihanet odaklarının isyan hendekleri kazmasına' göz yuman
pasifist politikaydı. Bugünse doğru diye desteklediğim politika ise
'güvenlik kuvvetlerinin hendekleri kapatma ve devletin sokaklarını
ihanet şebekesinden geri alma/temizleme' esaslı aktif politikadır.
Devlet bu süreci başarıyla tamamlamak ve kazanmak zorundadır.
Hendekler bir daha açılmamak üzere tamamen kapatılmadan, tüneller bir
daha kullanılmamak üzere çökertilmeden, çeteler tamamen temizlenmeden
ve halk hizmeti için belediyelere verilen iş makinelerini ihanet
şebekesinin emrine veren belediye başkanları ve kamu görevlileri
tasfiye edilmeden bu operasyonları durdurmak bölgenin de ülkenin de
felaketi olur. Kesin sonuç almadan, adı ister barış, ister çözüm,
isterse müzakere ya da her ne olursa yeni bir süreç başlatılması
PKK'nın ve arkasındaki dış güçlerin zaferi olur. Onun için bu
operasyon behemehal başarıya ulaşmak zorundadır.
Geriye dönüp 'keşke şu olmasaydı, bu olmasaydı' demeyeceğim. Hem de
'Keşke olmasaydı' diyecek o kadar şey olduğu halde. Çünkü faydası yok.
Ama yetkililerin, ama bu ülkeyi seven, sevdiğini söyleyen herkesin
sakin bir kafayla geçmişe bakmasını, geçmişin doğru ve yanlışlarını
aklın süzgecinden geçirmesini de isteyeceğim. Geçmişi yargılamak,
geçmişin yanlışlarından bugüne siyasi malzeme çıkarmak için değil,
geleceği planlarken ders almak ve bir daha aynı yanlışlara düşmemek
için. Yani siyasi bir hesaplaşma değil milli bir muhasebe.
Bu vesileyle iki hususun altını da kalın çizgilerle tekrar ve tekrar
çizmek istiyorum. Bunlardan birisi 'Bütünşehir Yasası'nı' bir an önce
gözden geçirmek ve 'Avrupa Yerel Yönetimler Sözleşmesi'ndeki
çekincelerimizi kaldırma' düşüncesinden de derhal vazgeçmektir.
Bütünşehir Yasası federalizme, Avrupa Yerel Yönetimler
Sözleşmesi'ndeki çekincelerimizin kaldırılması ise 'yerel özerkliğe'
giden yolun başlangıç noktalarıdır.
Bir de, Güneydoğu'da insanüstü bir fedakarlıkla görev yapan asker ve
polisleri hiçbir endişeye kapılmadan çalışabilecekleri yasal zemine ve
güvenceye bir an önce kavuşturmamız gerekmektedir. Canlarını ortaya
koyarak ihaneti bastırmaya çalışan o insanlara o hukuki güvenceyi
sağlamak, başta iktidar partisi olmak üzere tüm partilerin ilk ve en
asli görevidir. HDP katılmasa bile AKP, CHP ve MHP'nin oyları böyle
bir yasal güvenceyi sağlamaya döke saça yeter de artar bile.
Bu hükümetin dünkü 'açılım' politikasını yanlış buluyor ve şiddetle
eleştiriyordum. Bugünkü 'kamu düzenini sağlama' politikasını ise doğru
buluyor ve 'sonuna kadar gitmek şartıyla' sonuna kadar destekliyorum.
Bu vatan da bu millet de bu devlet de bizimdir ve bu mücadele vatan,
millet ve devlet mücadelesidir.