Keşifleriyle insanlığa ışık tutan onlarca insan.

Yeni kıtalar keşfetmenin heyecanıyla Kristof Kolomb.
Ampulün mucidi Thomas Edison, alternatif akımı bulan Nicolas Tesla ve niceleri.
Onlar insanoğluna ışık tuttular ama hangi zorlukları yaşadılar bilemiyoruz.
İster yeni bir kıta keşfedin veya daha önce görmediğiniz bir yeri.

Teknolojinin hayatımıza girmesiyle varış noktamıza gönderilen bir konumla bile ulaşabiliyorken, bu keşiflerde doğanın veya sizden önce geçenlerin koydukları işaretler çok önemli.
Biz yeni bir yer keşfedecek olmanın heyecanıyla, hafta sonu doğaseverlerin gözdesi, turizm cenneti Fethiye Likya Yolundaydık.
Yolu daha önce bitirenlerin tecrübe ve deneyimlerinden faydalanarak, madem onca yoldan, Samsun'dan geldik, yolun en azından ilk iki etabını bitirmek niyetiyle yola koyulduk.                
Dünyanın bir ucundan büyük cesaret göstererek bazısının ailece, bazısının iki kişi veya grup halinde, kimisinin ise tek başına keşfe çıktığı, her kıvrımında, ayrı bir heyecan hissettiğiniz dağları, taşları, ormanları ve ıssız yerleri aşarak ilerlediğiniz tarihi Likya Yolu.  
Bazı noktalarında telefonla iletişimin kesildiği hedeflediğimiz yolun ilk iki etabı Fethiye'den başlayarak Kabak Koyunda son bulacaktı. Kabak koyu araç yolu ile on sekiz kilometre gösterirken, hedefe vardığımızda telefonumuz 27 kilometreyi gösteriyordu.
Öğle saatleri Kelebekler Vadisi, akşama doğru ise Kabak koyuna ulaştığımızda doğada dikkatimizi çeken o çizgilerdi beni birazda etkileyen.  
Böyle bir ortamda size en fazla ne yardımcı olabilir?
Hedefe giden patika yolda insanlarla iletişim nasıl sağlanabilir?
Bu sorularla yorulsak da tedirginliğimiz sandığımız gibi olmadı.  
Yol üzerinde belli noktalar öylesine dillendirilmiş ki?
O çizgilerle öylesine dost oluyorsunuz ki?
Uzun süre göremeyince 'Acaba' sözünden sonra umudunuz olan çizgiler. 
Likya Yolu'na gönül veren tüm dünya insanları o çizgilere aşina olmuş.
Her tırmanışta, her kıvrımda, her orman kuytusunda gözler o çizgileri arıyor.
O çizgiler 535 kilometrelik patika yolun adeta en büyük rehberi olmuşlar. 
Yolda nadiren rastladığımız insanlar 'Önümüzü bizde bilmiyoruz' dediklerinde bize cesaret veren kayalarda sembolleşen o çizgiler o kadar değerliydi ki?   
İnsanlar daha çok kimsenin doğayla buluşması, bu güzel parkurun zenginleştirilmesi ve tereddüt edenlere katkı sağlamak için ellerinden geleni yaptığı gibi bazı yerlerde üst üste konulan taş yığınları o çizgilere katkı sağlıyordu.
'Ben parkuru geçtim, benden sonra kim ne yaparsa yapsın' bakışından öte herkesin kendisinden sonra gelenlere yol gösterici olmaya gayret gösterdiklerinin işaretiydi o çizgiler. 
Doğayı seven insanı da seviyor; bu bir gerçek.  
Çizgiler yollarda insana cesaret veriyordu.
Her görülen iki çizgi insanın umudunu arttırıyordu.
O çizgiler insanı olası tehlikeden uzaklaştırıyordu.
Velhasıl o çizgilerin rotaya katkısı inanılmaz çoktu.
'Likya Yolu Renkleri' ne öylesine sahiplendik ki? 
Kırmızısı beyaz farklı bir anlamda içeriyordu.