n

n
n Kaç zamandır aklımda hep Arif Nihat Asya ve dilimde onun o muhteşem şiiri. Durun, hemen ‘Bayrak mı?’ demeyin. ‘Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,/ Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü/ Işık ışık, dalga dalga bayrağım,/ Senin destanını okudum, senin destanı yazacağım’ diye başlayan ve ‘Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim; /Yer yüzünde yer beğen!/ Nereye dikilmek istersen,/ Söyle, seni oraya dikeyim!’ diye biten o şiir muhteşemden de öte. Onu tanımlamak için bir başka kelime bulmak, yoksa icat etmek gerek. Ne yazık ki bu şiir, uzun zamandır yasaklı. Resmen değil ama fiilen yasaklı… Birileri alınır, birileri küser, kızar diye artık hiçbir yerde okunmaz oldu. Duyan var mı?
n
n
n
n Benim beynimi kemiren ve benim dilimde sessizce raks eden, durmadan tekrarlanan şiir bir başka şiir. Pek bilinmez ama pek güzeldir. Bugün bu güzel şiiri sizlerle paylaşacağım. Eminim ki, üstadın şiirini okumak benim yazılarımı okumaktan daha keyifli olacaktır.
n
n
n
n ‘Ağlayın, parmakları nur
n
n Sularından kınalı kızlarım
n
n Ağlasın Meraga göklerinden
n
n Meraga ya bakıp yıldızlarım
n
n
n
n Yollara Kürşadlar uzanmış ölü
n
n Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü
n
n Yiğitlerim uyur gurbet ellerde
n
n Kimi Semerkant ta bekler beni
n
n Kimi Caber de
n
n
n
n Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
n
n Ben nasıl varım?
n
n Ağla ey Tanrı dağlarından
n
n İndirilmiş Tanrım
n
n
n
n Şu yakın suların
n
n Kolu neden bükülmez?
n
n Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin
n
n Benden doğar, bana dökülmez?
n
n
n
n Ben ki ateşle konuşurdum, selle konuşurdum
n
n İdil le, Tuna yla, Nil le konuşurdum
n
n Sangaryos u Sakarya yapan
n
n İkonyom u Konya yapan
n
n Dille konuşurdum
n