Bursa’da yaşayan 22 yaşındaki Muhammed Geçit, çocukluğundan itibaren ilgi duyduğu atlarla akrobasi yapıyor. At üzerinde tehlikeli hareketler deneyen geçit izleyenlerin yüreklerini ağızlarına getiriyor.

Çocukluk yıllarında ağabeyinin Uludağ’da düzenlediği atlı safari turlarındaki atlara binmeye heveslenen Muhammed Geçit, hayatını at binmeye adadı. Tehlikeli bir spor olması nedeniyle ağabeyinin çoğu zaman yanında götürmemesiyle içinde bir tutku oluşan Geçit, daha sonra Uludağ Üniversitesi Atçılık ve Antrenörlüğü bölümünü okudu. Okul hayatının ardından Bursa Osmangazi Hipodromu’nda İdman Jokeyliği yapmaya başladı. Yurt dışındaki yabancılar tarafından atla akrobasi hareketleri yapılabildiğini fark eden Geçit, yabancı jokeylerin videolarını izleyerek kendi kendine uygulamaya başladı. Türkiye’de akrobasi yapmaya uygun eyer imal edilmediği için ithal eyerlerin pahalı olması nedeniyle kendi eyerini arkadaşları ile birlikte kendi imal etti. Üniversite’deki hocaları yer ekibi olarak genç sporcuya yardım etmesiyle kendini iyice geliştirerek milli bayramlarda okulunda inanılmaz gösterilere imza attı. Bindiği at ile birlikte bir bütün olan Geçit yaptığı tehlikeli hareketlerle yürekleri ağızlara getirdi.

7 yaşında bindiği attan bir daha inmedi

Çocukluk yılarında ağabeyinin atlı safari turu düzenlediğini ve bu sayede atlara merak saldığını söyleyen Geçit, “Atlara 7-8 yaşlarında merak saldım. Ağabeyim Uludağ’da yaz tatillerinde atlı safari turu yapıyordu. Bende yaz tatillerinde fırsat buldukça yanına gitmeye çalışıyordum ama yaşım çok küçük olduğundan ve tehlikeli bir spor olduğundan beni yanında istemiyordu. Çok nadir gidebiliyordum, gidememenin tutkusuyla böyle bir sevda oluştu” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de akrobasi eyerini bulamayınca kendi imal etti

Türkiye’de akrobasi eyeri imal edilmediği için kendi eyerini arkadaşları ile birlikte yaptığını söyleyen Geçit, “Yabancı akrobatları takip ediyordum. Merak saldım ama Türkiye’de akrobasi eyeri imal edilmiyordu. Yurt dışından ithal edilen eyerler de çok pahalı olduğundan kendi eyerimi kendim yaptım. Birçok aşamadan geçti, tahta aksamını marangozda yaptırdım, demir aksamını bir motorcu arkadaşımla birlikte yaptık, farklı aşamalardan geçirip kendi eyerimizi imal ettik” dedi.

Yabancı jokeylerin akrobasi gösterilerini izleyerek kendi uyguladı

Yabancı jokeylerin akrobasi gösterilerinde gördüğü tehlikeli hareketleri deneyerek öğrenen Geçit, “Daha önceden de atlara merakım vardı. Pratikte bilgim vardı ama teorik açıdan Uludağ Üniversitesi’nde geliştim. Akrobasiyi kendi kendime öğrendim. Buradaki hocalarımız bana yer ekibi oldu. Bende videolardan görüp kendim uygulamayı denedim. Türkiye’de de cüzi bir sayıda yapan ağabeylerimiz var. Ben şu an hipodromda idman jokeyliği yapıyorum. Bu alanda da milli bayramlarda okulumuzda gösteri yapıyoruz. Ama bu branşın ilerlemesini istiyorum. Çünkü Türkiye’de biraz fakir kalmış bir branş” şeklinde konuştu.

“İki canlının beraber yaptığı tek spor”

At ile birlikte spor yapmanın doğanın kanunlarına aykırı olduğunu belirten Geçit, “Yabani bir hayvanı doğa dışı bir şeye sürüklüyorsunuz. Biliyorsunuz at doğada avlanan bir hayvan, insan da avcı. Avcının avlanan üzerine etki kurması diyebiliriz. Doğanın kanunlarına aykırı bir şey aslında. Pozitif yönlendirme ile yavaş yavaş eğitime başlıyorsunuz. At anladıkça, sizi onayladıkça ödüllendiriyorsunuz. Bu bir ses olabilir, bir havuç verebilirsiniz. Ya da boynunu okşayarak ödüllendiriyorsunuz o da yavaş yavaş kabullenmeye başlıyor bu durumu. Atla binici arasındaki güven duygusu taylarda 1 aylık bir süre içerisinde artık sizi kabul etmeye başlıyor. Tabi bu durum attan ata fark eder. Daha mental problemleri olan atlarda daha uzun sürebiliyor. İki canlının beraber yaptığı tek spor. 1+1=1 diye tabir ediliyor bu durum. Atlar çok hisli canlılar. Siz yeni bir biniciyseniz at ona göre tepki veriyor. Daha usta bir biniciyseniz, at sizin altınızda daha değişik bir tavır takınıyor. Siz de tecrübeli bir biniciyseniz bunu anlayabiliyorsunuz. Atınız heyecanlı mı, korkak mı, tedirgin mi biliyorsunuz. Atların hepsi farklı bir karakterde, karakterlerini yansıtıyor, tecrübe kazandıkça bu karakterleri anlamaya başlıyorsunuz”