Şöyle düşünelim;
Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin önceki belediye başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, bizim mahalleye, mesela Memur Sen’e, İHH’ya, MÜSİAD’a mesafeli bakışını değiştirmeden belediye başkanlığından AK Parti Milletvekilliğine dahası AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığına yükseldi…
Ben biliyorum…
Memur Sen’in, İHH’nın, MÜSİAD’ın bütün taleplerine sırt çevirmiş, otobüs temini, salon tedariki türünden bütün basit, belediyelerin STK’lara yapabileceği isteklerini görmezden gelmişti…
Ben biliyorum derken, ben nereden bileceğim?
Fahrettin Ulusoy’un ‘hayatımdan Satırlar’ kitabından okuyorum;
“Samsun Rotary Kulübünün 1995 – 96 dönem başkanı iken, Yusuf Bey bizim onur üyemizdi. (Herhangi bir üyelik vecibesi olmayan daha çok bürokrasiden gelen ve dostluk gördüğümüz kişilere verdiğimiz paye)
Rotary’nin ilk panayırını Karayolları kampında yapmamıza izin verdi. 1995 – 96 dönemindeki başkanlığımda da yine panayır için aynı yeri kullandık…”
Rotary kulüplerinin her talebini yerine getiren Yusuf Ziya Yılmaz’dan sonra Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, bu şehir İHH’ya Yetim İftarı vermedi…
Gerekçesine bakın, gülün hatta;
“O kapıyı açarsam hepsine evet demek zorumda kalırım….” Sonrasında pişman olduğunu itiraf ettiğini, nedamet getirdiğini, ‘yetim iftarı olduğunu bilmiyordum…” dediği rivayet edildi…
Orada burada kapalı kapılar arkasında Yusuf Ziya Yılmaz’a laf çakan, eleştiren Mustafa Demir….
Salon toplantılarında “…. Samsun’a hizmetlerinden dolayı Yusuf Ziya Yılmaz Bey’e alkış istiyorum…” diyerek salona sürekli eleştirdiği, yerden yere vurduğu eski başkanı alkışlatan Mustafa Demir….
Rotaryenlere salon vermemek adına İHH’nın yetim iftarını geri çeviren Mustafa Demir…
Şimdi, ‘Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Demir olmasın, kim olsun…’ tartışması yapıyoruz…
Hayır, hayır yapamıyoruz…
O cehalet seviyesinden, başka cehalet seviyesine geçişe, düşüşe zorlanıyoruz…
‘Kırk satır mı, kırk katır mı…’ tercihine zorlanıyoruz…
Yönetim kabiliyeti, idare tarzı, sosyal becerileri, ideolojik donanımı öncekileri aratmayacak isimler üzerinden tercih yapmaya zorlanıyoruz…
Entelektüel birikimiyle, müktesebatıyla, MÜSİAD’ı, İHH’yı, Rotaryenlerden ayıramayacak isimleri yine başımıza başkan dayatacak nobranlara, sermaye gruplarına, arabeskçilere, lobicilere mecbur bırakılıyoruz…
Sadece yönetmek, idare etmek, makama oturmak, paraya hükmetmekten başka önceliğe itibar etmeyen cehalete kurban ediliyoruz…
Nerede kadim değerler, nerede, medeniyet havzamızın insan, toplum meselelerine temas eden kültürüyle vatandaş arasında köprü vazifesi olabilecek sembollerin tozlarını silerek önümüze getirecek bakış açısı?
Nerede şehirde yaşayanların hayatlarını kolaylaştıracak, maddi, manevi bitki, hayvan, insan dokusuna saygılı idari mekanizmanın nasılını, niçinini dert edinecek başkanlar, o başkanların eksiğini tamamlayacak, şehri dört başı mamur hale getirecek, teknik, sosyal, psikolojik hassasiyete sahip yardımcıları, genel sekreterleri, daire başkanları, özel kalemleri nerede…
Şehir, teşhirden ilhamla……
Samsun’un her alanda örnek şehir olabileceğini gösterebilecek külli ekip, komple insanlar nerede….