n
n n Divan şairimiz Baki’ye sormuşlar:
n n -Üstat, geleceği öğrenmek ister misiniz?
n n O da buruk bir tebessümle şu cevabı vermiş:
n n -Hayır, istemem zira geçmişten bir farkı yoktur…
n n ***
n n Biri “heykelini dikeriz” diyor, diğeri “hazır olun kendinizi alıştırın, serbest kalacak”.
n n Biri ne dediğini çok iyi biliyor, diğeri de…
n n Biri birine gel beraber bir berber dükkânı açalım demiş vaktiyle diğeri de ortak olduğunu hiç unutmamış. Ha bire tıraş edip duruyorlar…
n n Umursuz görünen kalabalıklar ise bütün bu olup bitenleri sessizce seyrederken; bir yandan da mırıldanıyor:
n n -Biz ne bebek katili sevicileri tanıdık bu ülkede hey gidi hey…
n n -Ne kandil kılıklı şovmenler ne beyaz ekran parşömenleri…
n n -Ne mahlûklar sevdik ne mahlûkları adam yerine koyduk hey gidi hey…
n n ***
n n Anadolu’nun Türkleşmesi dolayısıyla İslamlaşmasıyla başlayan süreçlerde Türk kültürü; kendini ötelemiş hatta Türksüz bir kimliksizliği övgüyle denemiş birçok nizam, birçok derebeyi birçok sultan ve saltanat görmüştür.
n n Buna mukabil hiçbir engel, tahakküm ve tasallut; Anadolu’da onsuz başlamış bir mevsime şahit olmadı.
n n Kar gibi yorgan oldu kışına. Baharında yeşil yaprak…
n n Sararıp soldu benzi, tarlada dökülen terine benzedi Yaz ve ağıtı hüznü oldu, çoğu zaman yüz güldürmeyen harmanda hazan.
n n Sadece “kendim” de demedi. O kadar içli dışlı oldu ki herkesle, o kadar herkes oldu ki; Türkleri tarif etmek için yeni bir cümle kurdular ve dediler ki: Onlar; dua ve ibadetlerini Arapça eder, yazılarını Farsça yazar ve evinde Türkçe konuşurlar…
n n Türk deyince ayrılmadılar, ayırmadılar kendilerini; Çerkezi, Kürdü, Lazı, Arnavudu hepsini kendinden bildi kendi gördü, kendi tanıdılar…
n n Ne diline karıştı ne töresine…
n n Ne kilisesine Rumun Ermeninin ne de Havrasına Yahudinin…
n n Gün geldi sarayda yer bulamadılar!
n n Gün geldi boğazda…
n n Gün geldi namaza yer bulamadılar camilerde, semaha yer cem evlerinde…
n n Gün geldi değişmedi günleri, ağır yaşam şartları da ve taa Cumhuriyete değin ortaçağdan önce kullanılan aletlerle yaptı tarımını…
n n Gün geldi değişmedi günleri, çoluk çocuk torun torba nedir bilemeden göçüp gittiler...
n n Gün geldi, herkes alacaklı Türkler borçlu çıktı…
n n Gün geldi değişmedi günleri ve buyurgan zorbaların, derebeylerin, sultan ve saltanatların bayındır etmekten çok; ordusunda savaşan, canını feda etmeye mecbur bırakılmış Sünnisi Alevisiyle garip Müslüman Türklerin ahı kaldı gök kubbe de!
n n Yemen’de, Galiçya’da, Viyana’da, Fizan’da ve Kore’de hep bunlardı gidip de gelemeyenler, gelip de bulamayanlar…
n n O ahlar, bu gökler gök olarak kaldığı sürece orada olacaklar.
n n Özgürlüğümüz olacaklar…
n n Geleceğimiz olacaklar…
n n Toprak olacak!
n n Bu vatan toprağı…
n n O neslin çocukları ikide bir sultanlara, saltanata sığınarak Cumhuriyeti imarda mahir olacağı yerde çamura bulamada mahir olsalar da!
n n Sağlıcakla kalın…
n n
n