n Vaat edilmiş topraklarının çoğunluğu Türkiye dahil İslam ülkelerinde olan Yayılmacı Yahudi Dünyası ile zulasında “Haçlı Zihniyeti” saklı Hristiyan dünyasının İslama ve İslam ülkelerine hangi gözle baktığını, dolayısıyla Müslümanla arasındaki ilişkiyi hangi kriterlere bina ettiği malumunuzdur.
nn Müslümanların ülkelerindeki yer altı ve yer üstü zenginliklere daha rahat hükmetmek için nasıl toplumsal karışıklıklar çıkardığı, ülke yönetimlerine nasıl müdahale ettiği de malumunuzdur.
nn Müslümanları dolayısıyla İslamı çirkin ve çirkef göstermek için hangi figüranları büyütüp beslediği, hangi suçu ve suçları doğurduğu da malumunuzdur.
nn Üstüne üstlük inançsızlığını kimlikte yazılı İslam kaydıyla perdeleyip her fırsatta İslama ve Müslümana hakareti bir “Aydınlık” bilinci olarak pazarlayan hizmetkarları da malumunuzdur.
nn Önüne gelenin Müslümana akıl fikir verdiği, nasıl inanması gerektiği, ibadetlerini nasıl yapacağından tutun da kılık kıyafetinin nasıl olması gerektiğine kadar aleni karşıldığı da malumunuzdur.
nn Kendi içindeki doymamış, yersiz ve görgüsüzlerin İslamla nasıl haşirneşir edildiği, İslamın nasıl tekellerine verildiği de malumunuzdur.
nn Mevcut haliyle bir pazar olarak sömürge kolonosinden öte değer ifade etmiyor. İslam ve Müslümanlara kimse özgür dünyanın kapısını bahşetmiyor! Öyle ya da böyle eninde sonunda kendi gerçeğiyle demokratik kurum ve kurumsal yapılarla özgür dünyada elbette yerini bulacaktır.
nn Bütün bu cümlelerde İslamı Müslümanları kaldırıp yerine Türkiye ve Türk dünyasını koyduğunuzda da durum aynıdır hiç değişmez.
nn Gelin bütün bu iç karartan durumdan biraz daha eskiye giderek mukayese ve samimiyette bir değer katalım.
nn Diyelimki bolca zulme uğradınız. Arakanda yakıldınız yahut bir başka yerinde topluca katlediliyorsunuz, inancınızla yaşama fırsatı verilmiyor, KİME SIĞINIRSINIZ?
nn Hiç kimseye değil mi? Maalesef…
nn İşte öyle bir şeydi vaktiyle Mekke’de Müslümanların yaşadığı da. Yalnız Allah’a ibadet ediyor yalnız ondan yardım diliyorlardı. Dövülüyor, sövülüyor, aç ve susus bırakılıyor, küçümsenip ötekileştiriliyordu. Sonunda “gidin” dedi Allah Resulu…Gidin sığının Habeş’in asil ve adil kralına.
nn Gittiler, sığındılar Habeş’in asil ve adil kralı Necaşi’ye (r.a) ancak zalimler Müslümanları orada da rahat bırakmadı. Habeş’in asil ve adil kralına baskı kurmaya başladılar. O ise; Peygamberimizin, gönderdiği mektuba dalıp gitmişti. Şöyle diyordu mektubunda Allahresulü:“Rahman ve Rahim Allah adıyla. Allah’ın Resulu Muhammed’den, Habeş Meliki Necaşi Asham’a. Selam olsun sana. Melik, Kudüs, Mümin, Müheymin sıfatlarının sahibi Allah’a hamd ve şehadet ederim ki; İsa, Allah tarafından gelen bir ruh, Cenab-ı Hakk’ın bakire, temiz, iffetli Meryem’e bıraktığı bir kelimesidir. Meryem, İsa’ya hamile kalmıştır. Allah-u Teala, Adem aleyhisselamı kendi eliyle yaratıp ona ruh üflediği gibi, İsa’yı da kendi ruhundan hakketmiştir. Seni, bir olan, ortağı bulunmayan Allah’a, O’na itaate devam etmeye, bana uymaya, bana ve getirdiklerime iman etmeye devam ediyorum. Hakikat ben,Allah elçisiyim.Sana Müslümanlardan birkaç kişiyle birlikte amcam oğlu Ca’fer’i gönderdim, yanına geldiklerinde onları ağırla, zorbalığı bırak. Seni ve askerleri Allah’a çağırıyorum. Gerçek ben tebliğ ettim,öğüt verdim. Nasihatımı kabul edin. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun
nn Ve Necaşi, Hristiyan dünyanın Hristiyan Kralı Neçaşi…
nn Öyle bir dönüşle döner ki Allahresulüne o öldüğünde Allahresulü gıyabında cenaze namazını kılar. Zira o ilahi geleneği takip etmiş son gelen Peygambere iman etmişti. Peygamberimize gönderdiği mektupta her şey gün gibi aydınlıktı.
nn Mektubunda şöyle diyordu Necaşi (RA.): “Ebcer oğlu Necaşi Asham’dan. Ey Allah tarafından gelen Peygamber, selam sana! Allah’ın rahmeti, bereki üzerine olsun. Beni İslama hidayet eden Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. Ya Resulallah, İsa aleyhisselam ile alakalı mektubun bana ulaştı. Göğün ve yerin Rabbine yemin ederim ki, hakikatte İsa aleyhisselam, senin söylediklerinden fazla değildir. Bize gönderdiğini tanıdık, amcan oğluyla arkadaşlarını ağırladık. Şahadet ediyorum ki sen Allah’ın elçisisin. Sana ve amcan oğluna biat ettim. Onun vasıtasıyla alemlerin Rabbi Allah için Müslüman oldum. Ey Allahın Resulü, oğlum Ebcer b. Ahsam b. Ebriha’yı sana gönderdim. Ben ancak kendime Malikim. Başkalarına sözümü geçiremem. Sana gelmemi istersen bunu yaparım. Hakikat ben şahadet ederim ki söylediklerin haktır.” (M.Yusuf Kandehlevi-Hayatü’s Sahabe)
nn Bir Necaşi (R.A) daha bulabilir misiniz?
nn Müslüman dahi olmadan Müslümanlara kol kanat gerecek bir Necaşi…
nn Dualarınız ve ibadetleriniz kabul, huzurunuz daim olsun. Hayırlı Ramazanlar…
nn Sağlıcakla kalın…
nn
n