Samsunspor şampiyonluk mücadelesi veriyor. Veriyor vermesine ama zaman zaman yol kazaları olabiliyor. Örneğin Kastamonu maçı. Hiç de hesapta olmayan bir mağlubiyet. Takımın performansı beklenenin altında kaldı bu maçta. Tamam kötü oynadık, tamam avantaj kaybettik, tamam sezon başında yapılan kadro planlamasında bir takım sıkıntılar var, tamam hala skor üretecek oyuncu eksiğimiz var, tamam bazı transferlerden verim alamıyoruz, tamam da ne yapalım şimdi. Tüm bunları konuşmayı tartışmayı sezon sonuna erteleyemez miyiz?

Daha terimiz soğumadan başlıyoruz doğramaya. O şöyle oynadı, bu şöyle koşmadı, bu futbolcuyu kim aldı, bunlardan bir şey olmaz, bu futbolla şampiyon olunmaz vs.

Tamam tüm bunları avazımız çıktığı kadar haykıralım. Kime ne faydası olacak? Biz bu şekilde atıp tuttuğumuzda bu takım farklı bir futbol mu oynayacak?

Neden hep bardağın boş tarafına bakarız şehir olarak? Neden lig sonuna kadar elimizden gelen desteği vermekten kaçınırız? Neden ligin sonunda yapmamız gereken yorumları, eleştirileri ilk kötü sonuçta acımasızca sıralarız?

Neden 8 final maçımız olduğunu ve bunlardan 5 tanesini evimizde oynama avantajımız bulunduğunu tahayyül etmeyiz? Neden rakiplerimizin birbirleriyle oynayacak olmalarını ve her takımın puan kaybedebileceğini hesap etmeyiz?

Neden?

Neden hiçbir zaman aynı yere aynı duygularla bakamaz bu şehir?

Çuvaldız elimizde, batıracak kişi aramak yerine neden iğneyi kendimize batırmayı denemiyoruz?

Neden mi iğneyi kendimize batıralım önce?

Sadece birkaç soru sorayım ve sadece düşünelim?

- Bu takım şampiyonluğa giderken şehirde kaç tane bayrak asılı?

- En kalabalık maçımızda kaç biletli seyirci vardı?

- Kurumlar, kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları kısaca şehrin tüm dinamikleri şampiyonluk yolunda takımımızın ne kadar yanında?

- Tüm unsurlarıyla bu şehrin bu takıma katkısı, desteği yüzde kaçtır?

- Tribünler, gruplar aynı tezahüratı yapabiliyor muyuz?

- Rakibi, hakemi baskı altına alabilecek bir atmosferi evimizde ne kadar oluşturabiliyoruz?

- Hakem kararlarıyla haksızlığa uğradığımız vakit birlik olup ortak tepkimizi ne kadar dile getirebiliyoruz?

- Bu takımı yok olmak üzereyken alıp dünya standartlarında bir takım yapmak için kolları sıvayan sayın başkanın ne kadar yanında olabiliyoruz?

Bu ve benzeri soruları lütfen kendimize bir soralım ve sadece düşünelim. Bu yolda nasıl bir oluruz birlik oluruz ve nasıl katkı verebiliriz bir düşünelim.

Bence bu şehrin sorunu bir olamamak, birlik olamamak. Bodrum maçının devre arasında Müslüm Gürses şarkıları çalarken tüm stat bir olabildi sadece.

Bu bile çok şey anlatmıyor mu sizce?