Son dönemde boşanma davalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre, özellikle İzmir’de geçtiğimiz yıla kıyasla boşanma başvuruları yüzde 15 oranında yükseldi. Bu hızlı tırmanışta ekonomik zorluklar, iletişim sorunları ve pandemi sonrası değişen yaşam koşulları gibi birçok etkenin payı olduğu düşünülüyor. Uzmanlara göre, artan boşanma oranlarının yarattığı toplumsal etkiler, yalnızca adliye koridorlarını değil, gündelik hayatın pek çok alanını da doğrudan etkiliyor. Ebeveynler arasındaki çatışmaların çocukların akademik performansından sosyal becerilerine kadar çeşitli sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor. Sosyologlara göre, ani kararlarla açılan boşanma davaları, özellikle ekonomik güvencesi daha zayıf olan eşlerde büyük sorunlara yol açabiliyor. Mahkeme masraflarının yanı sıra manevi açıdan da yıpratıcı olan bu süreç, tarafların yanlış yönlendirilmesi veya hukuki destek almaması durumunda derin travmalara neden olabiliyor.

Aile danışmanlığı merkezleri, özellikle pandemi sonrası dönemde danışan sayılarında kayda değer bir yükseliş yaşandığını aktarıyor. İnsanların uzun süre evde vakit geçirmek zorunda kaldığı dönemlerde, daha önce göz ardı edilen uyuşmazlıkların belirgin hale geldiği vurgulanıyor. Klinik psikologlar ise aile içi şiddet vakalarında da artış olduğuna dikkat çekiyor. Konunun uzmanları, iletişim kanallarının tıkanmasıyla sorunların daha da derinleşebildiğini ve bazı çiftlerin çareyi boşanmada aradığını dile getiriyor. Ancak boşanma, her ne kadar tarafları kısa vadede rahatlatan bir çıkış gibi görünse de maddi ve manevi açıdan yeni zorlukları da beraberinde getirebiliyor.

Öte yandan, İzmir Barosu’na kayıtlı avukatların çoğu, boşanma davalarında son dönemde yaygınlaşan “anlaşmalı boşanma” yöntemine dikkat çekiyor. Çekişmeli davalara kıyasla hem masrafların azalması hem de sürecin nispeten kısa sürmesi, tarafları bu yönteme yöneltiyor. Yine de uzmanlar, anlaşmalı boşanma protokollerinin çoğu zaman aceleyle hazırlandığını ve bu nedenle taraflardan birinin hak kaybına uğrayabileceğini söylüyor. Özellikle mal paylaşımı, nafaka ve velayet gibi kritik konuların detaylı şekilde ele alınması gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, çiftlerin ilerleyen yıllarda yeni hukuki sorunlar yaşamasının kaçınılmaz olduğuna işaret ediliyor.

İzmir boşanma avukatı olarak hizmet veren Merve Kolman, aile hukuku alanında özellikle anlaşmalı boşanma protokollerinin düzenlenmesinde dikkatli olunması gerektiğini ifade ediyor. Av. Merve Kolman, “Taraflar bazen hukuki süreç hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan karar alıyor ve hazırladıkları protokollerde önemli ayrıntıları gözden kaçırabiliyor. Mahkeme onayı çıktıktan sonra bir maddenin revize edilmesi, sanıldığından çok daha zordur. Bu nedenle mutlaka profesyonel destek alınmasını öneriyorum,” şeklinde konuşuyor. Hukuki yükümlülüklerin ihmal edilmesinin, davanın seyrini zorlaştıracağı gibi taraflar arasındaki çatışmayı da artırabileceği uyarısında bulunuyor.

Ekonomik belirsizliklerin artması, işsizlik oranlarının yükselmesi ve yaşam maliyetlerinin değişmesi de evlilik birliklerinde sorun çıkaran faktörler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Konuyu değerlendiren iktisatçılar, ekonomik sıkıntıların çiftlerin birbirlerine duydukları anlayış ve sabrı azalttığını, özellikle gelir düzeyi düşük ailelerde boşanma kararlarının daha hızlı alınabildiğini belirtiyor. Uzun vadede bu durumun aile fertleri arasındaki güven duygusunu zedelemesi kaçınılmaz hale geliyor. Ayrıca, dar gelirli kesimde boşanma sonrası barınma ve geçim gibi temel ihtiyaçların karşılanması da büyük bir mesele hâline gelebiliyor.

Aile terapistleri ise tek taraflı alınan hızlı kararların uzun vadede daha büyük bunalımlara sebep olduğunu öne sürüyor. Terapi seanslarında, çiftlerin yanlış anlaşılmaları giderebilmeleri ve yapıcı bir diyalog geliştirebilmeleri için alan tanındığı ifade ediliyor. Buna karşın, özellikle şiddet ya da istismar vakalarının yaşandığı evliliklerde boşanmanın bir zorunluluk haline gelebileceği de belirtiliyor. Terapistler, doğru zamanda alınan boşanma kararının hem yetişkinlerin hem de çocukların duygusal sağlığı için daha iyi bir seçenek olabildiğini kabul etmekle birlikte, hukuki destekle birlikte psikolojik desteğin de ihmal edilmemesinin şart olduğunu hatırlatıyor.

Uzmanlar boşanma sürecine giren bireylerin hem yasal hakları hem de duygusal gereksinimleri hakkında bilgi sahibi olmalarını öneriyor. Hak kaybına uğramamak için mutlaka bir uzman desteği almanızda fayda var.