Devrim Lisesi… Kulaca yokuşunu tırmanıp vardığımız eski yuvamız. Kurulalı elli (50) yıl olmuş; yaşıtımmış demek ki. Hem okulum hem yaşıtım.
Devrim Lisesi olan adı, 12 Eylülden sonra 100. Yıl olmuştu. Şimdiki adı Şehit Ahmet Altunoğlu 100. Yıl Lisesi.
24 Mayıs 2012 Perşembe günü, saat 14.00te, 50. yıl kutlama programı varmış. Sağolsun, okul müdürü Bayram Kahraman beyefendi, lütfedip telefonla haberdar etti. Elbet sağlığımız elverirse, orada olacağız. Programın, okul bahçesinde olması da çok hoş göründü gözüme.
Geçen yıl, Acem Tekkesindeki gece de mükemmeldi. Fakat şöyle ağız tadıyla okulu görmek, anıları tazelemek… İyi gelecektir bizim yaştakilere. Bahçesinde, koridorunda az koşturmadık; eski zaman izlerini koklama imkânımız olur inşallah. Şimdiden emeği geçecekleri kutlarım.
Bu, davetiye yazısı gibi metin yazılmasaydı, şu, şampiyonluk maçından sonra yaşanan kargaşayı yazacaktım. Kırılan dökülenler… Site Camii civarında, epey taraftar hırpalandı ki zaten gazetelere de yansıdı.
Pek de masum bir olay ya da olaylar zinciri gibi görünemedi bana. Çünkü bir facebook mesajıyla toplanabildiler. Günlerdir Fenerbahçenin şampiyonluğuna bileniliyordu, nasip, Galatasaray çıktı çantadan. Telefonlarla, telefon mesajlarıyla meydana akabildiler.
Polisiye tedbirler olmasa, daha da üzücü olabilirdi yaşananlar. Bizim yanıbaşımızda, abartmıyorum emin olun, ondördünde bir çocuk, korkudan altına kaçırmıştı. Formasını çıkarmak bile aklına gelemeyecek kadar şaşkındı.
Böyle önemli günlerde, şehrin olay yaşanacağı tahmin edilecek yerleri bellidir. Mesela maç seyredilen Site Camii civarı, Osmaniye Caddesi yani, çöplerinden arındırılabilirdi; çöpler toplanabilirdi. Ve o çöp poşetleri de düşman hattına saldırdığını zanneden grup tarafından epey değerlendirildi. Ha keza, yolda yapılan zemin tamiratı da… Yol taşları da gerçek işlevlerini yerine getirdiler; kafalara indiler…
Caydırıcı bir cezalandırma olmazsa, bu tip örgütlü saldırganlığın önü alınmaz. Kimse sevinemedi. Hatta sevinemeyenler da nasibini aldı. Cenaze evinde düğün olmaz, mantığı, gecenin mottosuydu. Eserleriyle övünür gibi videolarını bile paylaşmışlar.
Canları sağolsun. İki takım maç yapsın, kazanan taraf da olma, kaybeden taraf da olma, saldıran taraf ol… Oysa bu şehre, korumacılık yaraşırdı. Kendi hemşehrini korumayacaksan, kimi koruyacaksın? O, özür mözür de yapılanı yok saymıyor maalesef.
Caydırıcı olunamadı. Eminim mobeselerde, maçtan sonra –birkaç dakikada olsa- eğlentiyi çeken cep telefonu kayıtlarında her şey mevcuttur. Ve üstüne gidilmelidir. Gidilmezse, yol olur artık, yaşayarak görürüz…