Zaman eskitir. Zamanla, değişerek eskiriz. Zamanla, değişerek yenileniriz de aynı zamanda. Yaratılış süreklidir çünkü. Çünkü değişmeyecek olan, sadece hiç değişmeyecek olandır. O hâriç her şey değişir; ha eskiyerek, ha yenilenerek.

Toplumların değişmelerinin yasalarını bilmiyorum maalesef. Çok bilgili bir yazar olmadığım için özür dilerim. Belki de bu yasaları öğrenmeye fırsat bulamadığımdandır. Belki her değişimin tepeden inme yolu ve/veya yöntemiyle gerçekleştirildiği bir toplumda yaşadığım, yaşlandığım içindir. Yasalarını öğrensem ne olacak ki? Sosyalizm gerekirse, onu biz getiririz yavrularım diyenlerin idaresinde gelişti bu toplum.

Kavgalar çağının, bir darbede bitirildiği bir toplumda büyüdüm ben. Kemikleşen bir tepeden inme beklentiyle örüldü ruhsal bilincim.

Şimdi hangi yazardır, hangi gazetededir o gözüme ilişen cümlenin olduğu yazı, inanın hatırlamıyorum. 21 Mayıs 2012 gazetelerinden biri. Yazar [bir köşesi olduğu için yazar diyorum] , 19 Mayıs törenlerindeki değişimden şikâyetçi. Hakkıdır. Törenlerdeki değişimi kınarken, Demek ki oturtturamamışız! Ünlem işâreti, cümlenin ceberut hâlini daha belirgin kılmış. Zihniyetin özeti bir yazı olduğundan, takdir etmek lâzım.

Aslında, oturtulanlar (cümledeki şekliyle oturtturulanlar ) değişti. Oturtturanlar değişemiyor. Kimse de kaale alıp, sormuyor onlara. Değişim, onların da yerlerine oturmalarını sağlayacaktır sanırım. Zira değişim dediğin, engel tanımaz. Kaçınılmaz olandır o. Dünyanın gidişatına taş koyamayız; kimse başaramaz bunu. Kuzey Kore gibi kapalı toplumlar başka… Ki şükür, o durumda değiliz.

Hamâset, kolaydır. Çabucak yazarsın, bir çırpıda cümleye döker konuşursun. Basittir. Kelimelerin altını üstünü doldurman gerekmez. Yedi düvel dersin, kurtulduk dersin, elden gidiyor, aman ha dikkat dersin… Çok zorlanınca da oturtturamadığına yanarsın, bozuk ifadenle… /p>

Efendiler. Devir değişiyor. Militan demokrasiniz, sizi dikkate almadan gelişiyor. Postal sesini rüyanızda göreceksiniz büyük ihtimâl. Muasır medeniyetlerin de üstüne çıkıyorsunuz, sevinmeniz bile gerekebilir aslında.

Değişim kaçınılmaz olandır. Değişmeyen taş olur. Ki taş bile göze görünmese de değişiyor. Değişmem diyenler korkutuyor beni. Çünkü ancak kalbi, zihni, gözü, kulağı mühürlenenler değişmez. Bir de her şeyi değiştirmeye muktedir olan…