Bir medya grubumuz Necip Fazıl ödülleri dağıtıyor. Haklı olarak Necip Fazıl çizgisine uygun eser ve sahipleri ödüllendiriliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu törenlere katılarak teşvik edici oluyor. Güzel… ama onun destekçisi kanallardaki mafya dizileri ne? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Dikkatimi çekti iki eğitici dizi: Biri Anne, burada düzenli yaşayanla serkeş yaşayan ayrımı gösterilerek dolaylı eğitim veriliyor. Diğeri Kalbimdeki Deniz, burada da iyi yüreklilik ile hasetlik kıyaslanarak eğitim veriliyor. İkisinin yapımcısını da kutlarım. Ancak bunlar muhalif kabul edilen kanallarda ne hikmetse… Sayın Cumhurbaşkanımızın muhazafakar felsefesini destekler nitelikte. Nasıl oluyor bu? Bu ne yaman çelişki böyle!
Son devrin edebiyatını sunmak için verdiğim mücadele sürüyor değerli dostlarım. Bu yolda kırk sene harcadım. Sonuç yok! Niye? Çünkü derdim, kültürümüzü yozlaştırmak isteyen büyük güçlere karşı bizim olanı evrensele ulaştırma mücadelesi. Yazık ki dava arkadaşlarımın da yeterli desteğini göremiyorum hiç. Son derece üzgünüm!
Sayın Cumhurbaşkanı kültür sanat sektörüne yön verenleri toplasa biraraya, rica etse, bir deneyelim gelin dese... Şiddeti sıfırlayın, hep insanî değerleri yücelten eserleri kendi iradenizle 2 yıllığına sahneye koyun, filme çekin; sonra da seyirci oranlarına bakın; bir azalma olursa bildiğinizi yapın ondan sonra dese... Bu da kabul görse -görmez ya- İddia ediyorum ki ekran ve sahnelerde yok olan hayatın kirliliği, toplum huzuruna yansır.
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz müziğinin etki gücüyle ölme, öldürme, kan… fışkıran mafya dizisi, ATV gibi bir kanala hiç yakışıyor mu? Gençleri mafya veya terör örgütlerine teşvik ettiklerinin farkında değiller mi acaba? Onlara siz ne yapıyorsunuz böyle kardeşim diyen yok mu hiç?
Hitler ve Mussolini faşizminin İtalyan Flippe Tomasso Marinetti öncülüğünde yürütülen bir edebiyatı vardı. Bu, Sovyet sosyalist şairlere de sıçradı sonra. Bizdeki öncü temsilcisi de Nazım Hikmet'ti. Yanın dedi gençlere, isyanı öğretti; oradan iş teröre dönüştü. Necip Fazıl Sakarya Türküsü ile ayağa kalk dedi gençliğe, büyük doğu dedi, İslamın o muhteşem huzur getirebilecek yaşam kültürü öne çıksın istedi ama ne oldu? Onlar da öfke yüklendiler ülke ortamında ister istemez! Yan ve ayağa kalk sözleri çatışma getirdi; öfke,şiddet,kan, gözyaşı… ve… darbe getirdi. Barış kültürü kazandıramadık gençliğimize.
Bugüne bakalım: Hani, nerede Necip Fazıl'ın Büyük Doğusu? Kan revan içinde İslam alemi.
Barış kültürü üretmek başka bir şey demek ki! Ötekileştirmeyeceksin, kendin gibi olmayana tahammül edeceksin…ne düşünürse düşünsün, nasıl yaşarsa yaşasın insandır, saygı duymak gerekir diyebilecek ve kavgayı insanlık suçu kabul edebilecek bir kültürü üreteceksin… Bu kültürün edebiyatını yapacaksın ki barış ve huzur ortamına güç vereceksin. Müziğin, resmin, oyunun, filmin… hep güzel sevgisi aşılayacak, yüzleri hayranlık duygularıyla güldüreceksin…
Sayın Cumhurbaşkanı, eğitim ve kültürde ilerleyemedik diyor, derdi büyük belli ki ama o davaya liyakatle sahip çıkanlara da mahiyetinin ve destekçilerinin dirayetle yol açması lazım gelmez mi? Bence en büyük davamız eğitim, kültür, sanat davası!