Sayın Cumhurbaşkanımızın eğitim ve kültürde başarısızlığımız konusunda yakınmasını izledik yine ekranlardan. Özeleştiri yaptığını da söyledi. Başarısız olan en tepedeki makam mı? Hayır! Oraya halkın feryatları yansıyor sadece. Kitlelerin uğultusu duyuluyor, dalgalanması görülüyor yüksekten. Başarısız olanlar, milletine dikkatli gözlerle bakmaya çalışan lidere yakın olanlar. Erdemliler hareketi içinde yalnızca kendi çıkarı için daire daire yer alıp da nasıl olsa milletin güvendiği liderin icra kadrosunda yer aldık; oyu da o alıyor, ahde vefa duygusu da var nasıl olsa bizi harcamaz, liyakatle çalışmamıza ne gerek var(!) diyerek sırtında zar atanlardır. Bir de adalet ve kalkınma millî davasının içine başka parti felsefesinden gelip bu davaya sanki hizmet edecekleri konusunda kendilerini yutturanlar var ki en tehlikelisi de bunlar. 15 yıllık süreçte birçok ihanet de görülmedi mi?
Ülkemizin eğitim ve kültür çıkmazını göreli 40 yıl geçti aradan. Yazdım, yazıyorum, yazacağım bu çıkmazdan çıkış yolunu; umutla, yılmadan… Ola ki günün birinde kavî muhyî bir el tutar elimi, der ki gel hele sen ne diyorsun, nasıl kurtuluruz bu çıkmazdan?
İlköğretimden yüksek öğretime temel sorun, müfredatlar ve ona bağlı birilerine rant sağlamaktan başka işe yaramayan formatlayıcı ders kitaplarıdır. İnsanlarımızı elinden iş gelir donanıma kavuşturacak eğitim müfredatları yapılamıyor bir türlü. Bütün eğitim süreçleri boşa gidiyor yıllardır. İstihdamla eğitimin hiçbir ilgisi yok. Okuduğu okulla ilgisiz işlerde çalışan veya piyasa şartlarında diploması işe yaramayan milyonlar var. 'İş bilen milletim, yükselen milletim iş içinde eğitim diyor sistemim(!) nakaratını yazmaktan mürekkebim kurudu, söylemekten dilimde tüy bitti. Aldıran yok!
Enerji Bakanlığı istihdam garantisi veren okullar açacakmış. Çok sınırlı sayıda öğrenci alan bu yüksek teknolojili okulların görüntülerini izledik ekranlardan. Ne harika! Bununla hem Sayın Millî Eğitim Bakanı hem de Sayın Enerji Bakanı övündü, gururlandı da… Niye övündüğümüz bu okullar gibi yapmıyoruz bütün okulları? TRT payı keseceğimize eğitim payı keselim vatandaşlardan bunun için. Niye müfredat yeniliyoruz adı altında temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp aynı şeyleri sunuyoruz öğrencilere? Yok 9.sınıfta okunanların 10.sınıfa alınması, yok Atatürkçülükle ilgili az bilgi var-çok bilgi var, yok Darwin Teorisi verilsin-çıkarılsın, yok değerler eğitimi şöyle olsun böyle olsun… gibi gereksiz tartışmalarla gitgide hepten çıkmaza girdiğimizin farkına niye varmıyoruz?
Bugün bütün aklı başında bilim adamlarının ve eğitimcilerin üstünde birleştiği temel anlayış ne? 'İstihdamla ilgilendirmeyen eğitimden kurtulunuz!' değil mi? Eğitimi işe odaklamak değil mi? Bunu yapamadığımız için sancılanan halkın sesini duyuyor Sayın Cumhurbaşkanı ve dile getiriyor durmadan. Niye yapılmıyor gereği o zaman? Çünkü müfredatları işe odaklayacak kadroları kurmak rahatına düşkün bürokrasinin de bu çıkmazda çıkarları olanların da işine gelmiyor. Bu yolu açabilecek birikimi olanların muhatap alınmasını da bir şekilde engelliyorlar. Halkın temsilcisi vekillerin dahi referansları hiçe sayılıyor. Nereden güç alıyorlar acaba(?)
Kültürel faaliyetler de halkın muhayilesini kendi değerlerinden, tarihinden uzak tutmak isteyen görünmez ellerden alınamadı, alınamıyor. Söz gelimi Sayın Başbakan artık Devlet Tiyatroları yabancı oyun sahnelenmeyecek dedi ama yapıldı mı gereği? Sayın Genel Müdür yerli yazarları muhatap alıyor, onlarla istişare toplantıları düzenliyor mu? Millî ve yerli değerlere sahip çıkan sinema sanayi var mı?
Sayın Cumhurbaşkanımıza çıkmazdan kurtulmanın sorumluluk duygusuyla bu acı gerçekleri arz ediyor, öneri ve iddialarımı da belgeleyip kanıtlayabileceğimi de bu köşeden duyurmak istiyorum.