Sevgili okurlarım, bu hafta sizlere federasyonlarla yaşanan olaylar hakkında bilgi aktarımı yapacağım.
Federasyonlar, kulüplerin delegeleri tarafından seçilen, siyasi destekli olan tarafın her zaman kazandığı ahbap-çavuş ilişkilerinin çok olduğu spordan dahi anlamasanız 'dayınız' olduğu sürece başkanlık yapabileceğiniz bir yerdir.
Zaten kulüplerden gelen delegelerin konuyla alakalarının olmasının gerek duyulmadığı yine kulüp başkanı tarafından eş, dost akrabalarının delege olarak yazıldığı sporcu ve antrenörün delege olamadığı işi bilenin işe gidemediği ve yine seçilen federasyon yönetim kurullarının içinde siyasi ağırlığın olduğu kişilerin branştan dahi anlamadan spor adına kararların alındığı bir ortamdan ne beklersiniz? Ve ne hikmetse bunu bilen genel müdürlüklerin bakanlıkların olduğu halde sporda 'şunu yapacağız, bu yapacağız' diye hala gözümüzün içine baka baka söylediklerinin paylaşıldığı bir spor dünyasında yaşıyoruz. Ve bundan sporcu yetiştirmeye başarı beklemeye çalışıyoruz maalesef...
Federasyonlar bunun yanı sıra seçildikleri andan itibaren devletler en küçüğü 4-5 milyar TL aldığı bütçeleri yönetiyor maalesef. Seçilen federasyon başkanları ceplerinden bir kuruş para çıkmadan, 4 sene devletin verdiği bu parayı ezmekle meşguller. Ne kulüplere bir kuruş yardım ederler, nede sporcuya. Yönetim kurulu toplantıları yapıp harcırah alırlar. Otobüsle bile 4-5 saat süren illere uçakla gidip gelirler, neden çünkü parasını nasılsa federasyon veriyordur, sıkıntı etmezler. 5 yıldızlı otellerde toplantılar düzenlerler, yerler, içerler tek kuruş para ödemeden çekip gelirler, faydalı olurlar olmazlar hiç önemli değildir.
Onlar için maksat ben yönetim kurulundanım deyip bilmedikleri tanımadıkları hayatlarının hiçbir döneminde bu branşla ilgili bırakın faaliyeti yarışmayı bile seyretmemiş sporcu ne ister antrenörün derdi nedir bilmeyen bu insanlar ya siyasi desteği sayesinde yada ahbap-çavuş ilişkisi sonucu gelmiştir. Madalya töreninde bile madalyayı kime takacağını bilmeyen insanlar gördü bu gözlerim...
Konu böyle olunca sporcu yetiştiren kulüpler antrenörlerde uğraşır dururlar sporcu yetiştirelim diye. Bakanlarımız çıkar şöyle yaptık böyle yaptık olimpiyatlarda şunu başaracağız bu madalyayı alacağız diye sözler söylerler televizyonlarda, röportajlarda. Ama bilmezler ki sporcunun derdi var, kulüpler çıkmazda malzeme yok, il müdürlükleri az da olsa destek vermeseler yok olup gidecekler. Ne olmalı onu konuşalım der gibisiniz sanki evet onu da söyleyeyim. Seçimlerde kulüplerin adına antrenörler gelmeli başkanı seçme adına sporcuya sorulmalı ne istiyorsunuz diye. Kulüp başkanları oy kullanmalı, bilen gelip oy vermeli, sonrada hesap soracağı sıkıntısını anlatacağı birini bulmalı. Atıcılık yönetiminde olduğu pentatlondan anlamayanların yönetimde olduğu bir dönemde kimse başarı beklemesin. Federasyon yönetimde olmuşlar ama 'diyabolun' ne olduğunu (Atıcılık'ta mermi demektir) bilmeyen insanlarla yönetilen bir federasyon başarılı olur sporcu adına ne yapar ne kazandırır, gelin siz düşünün artık...
Sağlıcakla kalın.