n

n

n ‘Sayılı gün çabuk geçer.’ diye diye dilimize pelesenk ettiğimiz 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin üzerinden bir hafta geçti. Bir haftadır pürdikkat medya ve çevrede yapılan yorumları takip ediyorum. Birçok değerlendirme yapılıyor ama ana başlık kimin kazandığı, kimin kaybettiği noktasına odaklanıyor. Görünüşe göre 2014 yerel seçiminin tartışmasız galibi Sn. Başbakan ve AK Parti’dir. İkinci sırada ise BDP‘dir. Ancak temsil edilen değerler üzerinden gidilecek olursa, kazanan kayıtsız şartsız, MİLLETİN SAĞDUYUSU İLE İRADESİDİR. Barış sürecidir. Tevazudur. Samimiyettir. Zulme uğrayanlar ve mağdur edilenlerdir. Cinsiyet ayrımcılığı olarak algılanmasın ama KADINLARDIR. Gaziantep Belediye Başkanı seçilen Sayın Fatma Şahin ‘i 2003 yılından bu yana tanırım. Belediyede de başarılı olacağından hiç kuşkum yok. Kendisi, Anadolu kadınını temsil eden gerçek bir dava insanıdır. Kendisi ile gurur duyduğumu belirtmek isterim. Yine aynı şekilde BDP‘den gelen Gülten Kışanak‘ı ise sadece medyadan biliyorum. Başarısı yadsınamaz ve takdire değerdir. Bildiğim kadarıyla acıların içinden pişerek gelmiş bir insan. Bu birikimini özveri ile harmanlayıp Diyarbakır’ı ve BDP‘nin belediyecilik anlayışını siyasi –sosyal anlamda olumlu bir çizgiye taşıyacağını umuyorum. Zira acı gören, acı vermez. Diğer hanım başkanlar arasında da yaşam hikayesi çok dikkat çekenler var. Bunların içinde başörtüsü nedeniyle memuriyetten kovulduğu belediyeye başkan seçilen , çocuk gelin olup vaktiyle şiddet görenden tutun da küçük yaşta babasını terör nedeniyle kaybedip yurtdışında uzun süre yaşadıktan sonra döndüğü Şırnak‘ta belediye başkanı seçilen kadınlar var. Bu sonuçlar KADINLAR açısından tartışmasız bir başarıdır. Aslında kazanan MİLLETİMİZ ve barış sürecidir. Bu anlamda bu Türkiye tablosuna ulaşmamıza imkan tanımak için olağanüstü gayret sarf eden Sn. Başbakanımıza ve duasını esirgemeyen Saf’i gönüllere ne kadar minnet duysak azdır. Barış sürecine girilmiş olmasaydı, askeri vesayet bertaraf edilmiş olmasaydı bizim de Ukrayna’da yaşananlardan ya da Suriye ‘de yaşananlardan farkımız olmayabilirdi. Malumumuz, Ukrayna’da önce sokak olayları fitillendi. Sonra kaş ile göz arasında Kırım’ın özerkliği falan filan derken, Kırım Rusya’ya bağlanıverdi. Zaten Pensilyvanyalı FG hocanın da en son figüran olarak dahil edildiği senaryonun nihai amacı da bu idi. Türkiye‘de kaos çıksın, sokak olayları fitillensin terör devam etsin, bölünme olsun vs. Ama bu sefer hesapları tutmadı.

n

n Kaybedenleri sayacak olursak yine görünüşe göre CHP –MHP ‘dir. Oysa ki kaybedenlerin başında STATÜKO gelmektedir. Tepeden bakan ve tek taraflı tayin eden statüko kaybetmiştir. Şer ittifakı ve faiz lobisi ile her türlü gayri resmi VESAYET anlayışı, dayatma mantığı kaybetmiştir. Her şeyden önce millete yukarıdan bakarak koyun olduğunu, aptal olduğunu ifade eden bakış açısı yani KİBİR kaybetmiştir.

n

n

n