Atatürk, 1920'lerin sonlarından itibaren sağlık problemleriyle mücadele ediyordu. 1937'de yapılan bir sağlık kontrolünde, karaciğerinde ciddi bir sorun olduğu tespit edildi. Bu hastalık, zamanla ilerleyerek ciddi sağlık sorunlarına yol açtı. Ayrıca, Atatürk'ün yaşamının son yıllarında sıkça yaşadığı yorgunluk, halsizlik ve fiziksel zayıflık da bu durumun bir belirtisiydi.
Atatürk'ün ölümünden önceki dönemde, hastalığı nedeniyle tedavi edilmesi için çeşitli yöntemler denendi, ancak modern tıbbın o dönemdeki olanakları bu tür hastalıklarla başa çıkmak için yeterli değildi. Sonunda, 10 Kasım 1938 sabahı, saat 9:05'te Atatürk, karaciğer yetmezliği nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun ölümüdür ve Türk halkı için derin bir kayıp anlamına gelir.
Atatürk'ün ölümü, yalnızca bir sağlık sorununun sonucu değil, aynı zamanda onun yoğun çalışmalarının ve yıllar süren liderlik faaliyetlerinin bir yansımasıdır. O, hayatının büyük bir kısmını Türk milletinin bağımsızlığı ve Cumhuriyet'in inşası için harcamış bir liderdi.