Preply’nin gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, yapay zekanın dil eğitiminin geleceğinde oynayacağı kritik rolü gözler önüne serdi. 40 ülkeden binlerce öğrenci ve öğretmenin katılımıyla yapılan bu araştırma, yapay zeka destekli öğrenme yöntemlerinin yaygınlaştığını ve eğitim süreçlerinde önemli avantajlar sunduğunu ortaya koyuyor. Ancak, öğrencilerin %73'ünün yapay zeka kullanımına dair endişeleri dikkat çekiyor. İngilizce kursu online programları ile bilinen Preply, insan etkileşiminin ve rehberliğinin dil öğrenmedeki önemini vurgularken, teknoloji ve geleneksel yöntemlerin dengeli bir şekilde bir araya gelmesi gerektiğini savunuyor. Bu bulgular, gelecekte yapay zekanın eğitimdeki yerini belirlerken, insani dokunuşun vazgeçilmez olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Öğrencilerin %73'ü Yapay Zeka Kullanımından Endişeli!

Yapay zeka, eğitim ve öğrenme süreçlerinde yeni ufuklar açsa da, bu gelişmiş teknolojiye karşı duyulan çekinceler hala oldukça yaygın. Preply'nin yaptığı eğitimde yapay zeka uygulamaları araştırmasına göre, öğrencilerin %73'ü yapay zeka kullanımına dair endişelerini dile getiriyor. ABD'deki öğrencilerin %77'si bu konuda kaygılıyken, İspanya'da bu oran %80'e çıkıyor. Kadınların %76'sı, erkeklerin ise %70'i yapay zekadan endişe duyuyor. Jenerasyon bazında ise Z kuşağı, kendilerinden önceki kuşaklara göre yapay zekaya daha temkinli yaklaşıyor. Bu bulgular, yapay zekanın eğitimdeki rolü üzerine süregelen tartışmaları ve kaygıları daha da derinleştiriyor.

İnsan Etkileşiminin Yeri Dolmuyor

Preply'nin araştırmasına katılan öğrencilerin %31'i, yapay zeka tabanlı öğrenmede en büyük endişelerinin insani bağlantı ve öğretmenin sağladığı motivasyonun eksikliği olduğunu belirtiyor. Öğrenciler, sevdikleri öğretmenlerle geçirdikleri zamana büyük değer veriyor ve bu insan-insan etkileşimini, öğrenmenin en önemli ayrıcalıklarından biri olarak görüyor. Bu bulgular, teknolojinin sunduğu tüm avantajlara rağmen, eğitimde insani dokunuşun vazgeçilmez olduğunu ortaya koyuyor.

Z Kuşağı Yapay Zeka ile Kişisel Bilgi Paylaşma Konusunda Çekinceli

Yapay zekanın  kişiselleştirmedeki başarısı, algoritmaların kullanıcıyı tanımasına bağlıdır. Preply'nin araştırmasına göre, Z kuşağına mensup katılımcıların %31'i, özel bilgilerini ve kişisel verilerini yapay zeka sistemleriyle paylaşmaya kesinlikle razı değil. Bu oran Y kuşağında %23’e kadar geriliyor. Bu bulgular, genç neslin dijital gizlilik ve güvenlik konusundaki hassasiyetini açıkça ortaya koyuyor.

Sonuç olarak, Preply'nin araştırması, Z kuşağının dijital gizlilik ve güvenlik konusundaki endişelerini açıkça ortaya koyuyor. Bu, yapay zeka sistemlerinin genç nesil tarafından daha fazla kabul görmesi için bu endişelerin giderilmesi gerektiğini gösteriyor.