Tam 379 gün olmuş deplasmanda galip gelemeyeli...
Tam 379 gün olmuş üst üste iki maç kazanamayalı...
Tam 98 gün olmuş üstüste 3 maçtan da puan almayalı...
Bu rakamlar, tam da zamanında tarihdeki yerini aldı.
Takımın ligin ikinci yarısı itibariyle iyi oyunu, geçen haftaki Boluspor galibiyeti, Denizli maçı öncesi 3 puana inandırmıştı bizleri.
Tabiki Denizli'ye de son yıllarda şansımızın tutması, rakibin de kötü durumda olması inancı iki katına çıkardı.
Galip de geldik.
Maç boyunca birçok kez golü denedik, olmadı.
Altın vuruşu Gökay İravun yaptı.
Alt sıraların iyice karıştığı, kimin kimi yendiğinin belli olmadığı bir durumda, bu galibiyet çok değerliydi.
'Nefes aldırdı' bile az kalır, 'hayat verdi' daha doğru olur.
Maça bakarsak, daha çok isteyen, daha çok koşan, daha çok hücumu düşünen, daha iyi savunan takım Samsunspor'du.
İlk yarıda 3 kez Kone'yle, Murat, Göksu ve Lumu'yla gole yaklaştık.
İkinci devre; klasik beraberlik maçı gibi başladı, gole kadar her iki takımın da pozisyonu bile yoktu.
Son haftaların en iyisi Hasan'ın, Murat'a müthiş ara pası ve dönen topta Gökay'ın golü 3 puanı getirdi.
Tek sıkıntımız sol bekti.
Ahmet Burak ve Mustafa Sevgi'nin sakatlığında, Osman Hoca da Burhan'ı kulübeye çekip Abdülkerim'e formayı verdi.
Bir stoper alışkanlığı olarak ellerini çok kullanan ve tek hamlelik oyuncu olan Abdülkerim, rakibe çok fazla duran top kazandırdı, çabuk eksildi, kolay çalım yedi.
O bölgedeki sıkıntıyı kısa sürede çözen Denizlispor'da her atağını kendi sağ, Samsunspor'un sol kanadından yaptı.
Şunu iddia ederim, Abdülkerim, Süper Lig'deki çoğu, TFF 1. Ligi'ndeki her takımda stoper oynar ama hiçbir takımda şu anki görüntüsüyle sol bek oynayamaz.
Ercan Yazıcı, Hasan Kılıç, Kone ve Murat Gürbüzerol'u beğendim, sahanın en iyileriydi.
Bu haftaki Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçından da alınacak 3 puan, takımı ateş hattından çıkarır. İnanıyorum ki ateş hattının baskısı takımın üzerinden kalktığında daha iyi sonuçlara imza atacaktır.