n

n
n Bugün gene kendimi gamlı baykuş gibi hüzünlü hissediyorum. TV haberlerini izlemek gazetelere şöyle bir göz atmak tüm bedenimi tarifsiz kederlere soktu. İçimdeki sıkıntılar lâv olup boğazımı yakıyor. Nefes alamıyorum. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyor.
n
n Oturduğum koltuk ısırgan otu gibi beni yakıyor. Oturamıyorum, dönemiyorum, düşünemiyorum ve yazamıyorum.
n
n Peki, bu koltuk bana batıyor ise milletvekillerinin oturduğu koltuklar onlara batmıyor mu?
n
n Biliyor musunuz? Milletvekilleri cesetlerin üzerinde oturuyor.
n
n Evet, yanlış duymadınız. Her bir koltuk bir ceset. Çünkü oturdukları koltuklar Ceylan derisinden yapılmıştır.
n
n Yüzlerce masum ceylanın hayatını verdiği koltuklarda. Sizlerin ve benim cebimden çıkan paralarla cesetlerin üzerinde yan gelip oturuyorlar. Bir zamanların dâhisi, Mustafa Kalemli zamanında yapıldı bu koltuklar. Sizlerin ve benim param da istemeden bu kanlı koltuklara yapışık. Şimdi gözlerinizi kapatıp bir ceylan düşünün. Bir ceylanın güzel kara ve masum bakışlarını düşünün. Ahu bakışlı ceylanların üzerine yakılmış ezgileri ve çocuklarımıza anlattığımız ceylan masallarını anımsayın bir kez. Ceylanın yavrularına süt emzirmeye çalıştığını güzel naif bacakları ile ormanda uçarcasına koşuştuğunu düşünün. Sonra da o ceylanın acımasızca, öldürülüşünü, yavrularının öksüz kalışını düşünün. Ceylanın derisinin yüzülüşünü ve koltuk haline getirilip cesetler halinde Meclis e dizildiğini düşünün. Şu an biraz ironi yapıyor olabilirim ama tam da gerçeğin kendisi budur.
n
n Milletvekilleri derhal o ceylan cesetlerinden kalkıp vebal altında kalmayacakları koltuklarda oturmalıdır. Diyeceğim geliyor ama hangi koltuğa otursalar yine vebal altındalar. Ve bu acı tüm benliklerini kasıp kavurmalı.
n
n Çünkü süt içerken psikolojisi bozulan çocukların, tecavüze uğradığında “psikolojisi zarar görmedi” diyenlerin iktidarı onlar.
n
n Aslında dünyaya gelme süreci insanların ana rahmine düştüğü anda başlar. Ve hamilelik süreci boyunca hem biyolojik olarak hem de kişilik ve karakter oluşumunun başlaması ile birey olmaya başlar. Oysa ülkemizde kadın gebe iken dövülür, bıçaklanır ve bütün bunlar Müslümanlık kisvesi altında yapılır. Büyüklerimiz hep şöyle der ; “kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etme” işte bizler bu toplumun çocuklarıyız. Dolayısı ile daha ana karnında iken bile hasta kişilikli bireyler yetiştiriyoruz. Onun içindir ki içinde bulunduğumuz toplum hasta, sağlıksız ve kişiliksiz bir toplum olmuştur. Ana karnında embriyo her şeyi hisseder ve kodlar. Kötü kodlanmış bu çocuklar geleceğin yetişkinleri olduğunda felaketler zinciri başlamış demektir. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. Sağlıklı çocuklar ruh sağlığı düzgün ebeveynlerde hayat bulur.
n
n Bunu yazarken esef ve üzüntü ile yazıyorum. Korkunç bir gerçek ama Türkiye hayvan tecavüzünde de dünya ikincisidir. Ve Müslüman olduğunu iddia eden bir toplum yapar mı bunu?
n
n Oysa hayvanların da bilinci, duyguları ve onuru vardır. Onlar da annedir. Onlar da yavrudur. Hatta bazı penguen ve maymun türlerinde gelişmiş akrabalık duyguları vardır. En önemlisi de bizi yaratan ulu Allah onları da var etmiştir. Kur’an-ı Kerim de Bakara, En’am, Nahl, Neml, Ankebût, Adiyat ve Fil surelerinde de hayvanlara büyük anlam yüklenmiştir. Kur an bir başucu kitabı değildir.Türkçe meali okunmalı ve manası sindirilmelidir. . Yine Kıtmir adlı köpeğin cennete gireceği konusu Kur an da vurgulanmıştır. Ne köpek ne de başka bir hayvan mekruh olmayıp hepsi Allah tarafından kutsanmıştır.”Örümcek kafalılar bunu böyle bile “desem örümceklere ayıp oluyor.
n
n Hayvanın savunmasızlığını kullanan, ona acı veren bedenen ve ruhen yaralayan her eylem şiddettir.
n
n Şuur altında bastıramadıkları şiddet duygularını hayvanlar üzerinde deneyen herkesi lânetliyorum.
n
n Meclis in ceylan koltukları dâhil haksızlıkların, işkencelerin, tecavüzlerin vicdansızlıkların bizleri çığ gibi ezdiği bir ülkede yaşıyoruz.
n
n Cehenneme giden yol kötü ,kapkara ve kızgın taşlarla döşenmiştir.Bu kutsal Ramazan ayında insanları duyarlı olmaya davet ediyorum.Ne zaman üzerimize vazife olmayan işlere karışırsak o zaman iyi bir toplum olabiliriz. Dokunmadığınız yılan unutmayın bir gün geri dönüp sizi de sokar..
n
n Süt dedik, ceylan dedik
n
n Kadın dedik, gebe dedik.
n
n Bebe dedik, anne dedik yavru dedik…
n
n Kuzu dedik, yedik.
n
n Sivas dedik, yaktık, yıktık
n
n Biz kendimize ne ettik.
n
n Kanlı entariler giyip
n
n Bir daha geri dönemedik.
n
n Süt ve ceylan dedik,
n
n Adını masumiyet koyduk.
n
order abortion pill on line abortion pill where can i buy abortion pills