Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün ortak düzenledikleri etkinliklerle 18-24 Kasım tarihleri arasında kutlanıyor. Etkinliklerle halk sağlığı ve hayvan sağlığını tehdit eden antimikrobiyal dirençlilik konusunda farkındalığı artırmak ve antimikrobiyallere dirençli enfeksiyonların yayılmasını önlemek için toplumun teşvik edilmesi amaçlanıyor. TVHB Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, antibiyotik direnci ve hayvanlarda antibiyotik kullanımının nasıl olması gerektiğine dair açıklamalarda bulundu. Eroğlu, 20. yüzyılın en büyük icatlarından birinin antibiyotiklerin bulunması olduğunu dile getirerek, "Antibiyotikler, ilk kullanımlarından bu yana insan ve hayvan sağlığında bakteriyel hastalıkların tedavisinde önemli katkılar sağlamıştır. Ancak ilk antibiyotik kullanımından bu yana antimikrobiyal aktivitenin mekanizmasına bakılmaksızın antibiyotiğe dirençli bakterinin ortaya çıkması kaçınılmaz olmuş, günümüzde ise endişe verici düzeylere ulaşmıştır" dedi.
Antibiyotik direncinin küresel bir sorun olduğunu ifade eden Eroğlu, dünyanın herhangi bir yerinde antibiyotiğe direnç kazanmış bir bakterinin mal, insan ve hayvanların dünyadaki dolaşımı sayesinde bir ülkeden diğerine taşınabildiğini aktardı. Eroğlu, direnç kazanan bir bakterinin hayvanlardan insanlara doğal koşullar altında bulaşabilen hastalık olduğunda son derece tehlikeli sonuçlar doğurabildiğini söyledi.
"Hayvanlarda antibiyotik kullanımı ile hayvanların et miktarı arttı"
Hayvanlar için antibiyotiklerin varlığının ve kullanımının hayvan sağlığı ve refahını sağlamak için esas olduğunu belirten Eroğlu, "Hayvanlarda antibiyotik kullanımı ile hayvancılık işletmelerinde verim artışı sağlanmış, ekonomik karlılık oranı yükselmiş, besi çiftliklerinde hayvanların da ömrünün uzaması et miktarını artırmış, sanayi verimliliği yükseltmiştir" diye konuştu.
"Hayvanlarda uygunsuz antibiyotiklerin kullanımının insanlarda antibiyotik direnci geliştirmesi riski vardır"
Eroğlu, insanda olduğu gibi hayvanlarda da enfeksiyon etkeninin ilaca duyarlı olması durumunda ilaç kullanılması gerektiğine vurgu yaparak, "Hayvanlarda uygunsuz antibiyotiklerin kullanımının insan ve hayvan sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek antibiyotik direnci geliştirmesi riski vardır" dedi.
Eroğlu, bakterilerin direnç kazanması ihtimalini azaltmak için antibiyotik ilaçları kullanırken dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:
"İlaç yeterli dozda ve mümkün olduğu kadar kısa bir süre uygulanmalıdır. Etkisiz dozda veya gerektiğinden daha uzun bir süre ilaç verilmesi, bakterinin direnç kazanmasını kolaylaştırabilir. İlaç uygulamadan önce hastalardan izole edilen bakteri ile duyarlık testleri yapılarak, bu testlerin sonucuna göre kullanılacak ilaç saptanmalıdır. Bölgedeki çeşitli bakterilerde direnç yaygınlığı iyi bilinmelidir; bu amaca yönelik araştırmalara önem verilmelidir. Mümkün olduğu kadar dar spektrumlu antibiyotikler kullanılmalıdır. Bazı ilaçlar hayvanlarda çoğu zaman enfeksiyon tedavisi için değil, büyümeyi hızlandırmak için genellikle yeme veya içme suyuna katılarak kullanılır. Bu nedenle koruyucu amaçla antibakteriyel ilaç kullanımı hayvanlarda insanlardakinden daha sık yapılır. Bu amaçla insanda tedavi değeri olan antibiyotik ilaçlar ve bu ilaçlarla çapraz direnç ilişkisi gösteren ilaçlar kullanılmamalıdır."
"Bilinçsiz ilaç kullanımı hakkında halk bilgilendirilmelidir"
Eroğlu, antibiyotik direncini kontrol altına almak için dikkat edilmesi gereken prensipleri ise şöyle anlattı:
"Antibiyotikler kısıtlı ve dönüşümlü olarak kullanılmalı. Antibiyotik kullanımı eğitimi verilmeli. İlaç firmaları konu ile ilgili denetlenmeli. Antibiyogram yaparak doğru antibiyotik seçilmeli. Antibiyotiklere karşı direnç durumu belirlenmelidir. Antibiyotiklere karşı direnç gelişiminin önlenmesinde alınması gereken önlemlerden biri de bazı antibiyotiklerin rezerv olarak saklanmalarıdır. Doğru ilaç kullanımı için sağlık mensuplarının eğitim kaliteleri artırılmalı, bilgileri periyodik hizmet içi eğitim programlarıyla güncelleştirilmeli ve bilgilendirmenin kontrolü de periyodik olarak yapılmalıdır. Bilinçsiz ilaç kullanımı hakkında halk bilgilendirilmelidir. Özellikle medya aracılığı ile halkın kontrolsüz ilaç kullanımı konusunda eğitilmesi gerekir."