Yıl, 1877
Gazetecinin biri,

Victor Hugo'ya sorar:
'Eserleriniz ve siz

Bugüne kadar

Çok olumlu

Eleştiriler aldınız,
Çok övüldünüz.
Bunlar arasında

Sizi en çok

Hangisi hoşnut etti? '
Victor Hugo şöyle cevap verir:
'Karlı bir kış gecesiydi.
Eş dostla eğlenmiştik.

Gece olmuştu.
Mesafe kısa diye

Evime yaya olarak dönüyordum.
Fena halde sıkışmıştım.
Hızlı adımlarla,

Malikanemin

Bahçe kapısına vardım.
Kapı kilitliydi.
'İgooooooor!' diye

Uşağıma seslendim:
Defalarca haykırmama karşın

İgor beni duymadı.
Altıma kaçırmak üzereydim.
Yaşlılık işte.
Çaresiz,

Bahçe duvarına yanaştım,
Etrafa bakındım,

Görünürde kimse yoktu,

Ve su dökmeye başladım.
Tam o sırada

Arkamda

Bir at arabası durdu.
Hiç kıpırdamadan,

Sessizce su döküyordum.
Fakat arabacı

Öfkeli bir sesle
'Seni haddini bilmez,

Buruşuk o… çocuğu!
O işediğin,

Sefiller'in Yazarı

Victor Hugo'nun duvarıdır!' dedi.
Hayatımda duyduğum

En iltifat dolu söz buydu.'

Edibine

Yazarına ilgi duyan

Önemseyen bir toplum,

Elbette diğer toplumlardan

Önde olacaktır.

Bu bir saygınlık ölçüsüdür.

Kendine saygı duyan bir toplumun

Kendi içinden

Saygın bireyler yetiştirmesidir.

Değerli olanlar

Değer üretir çünkü.

Elması işleyenler gibi.

Güzel günlere uyanın

Sağlıcakla kalın efendim.