n Yapıp bozmada, akıl almaz harcamada, gelişigüzel çalışmada ve maliyet artırmada üstümüze yok.

n
n Yaparız, yeni hizmetler için bozarız.
n
n Kimsenin aklına gelişen dünya uygulamaları gelmez.
n
n Bozmadan sürekli kullanım alışkanlığımız değil.
n
n Hem birileri yapacak, ardından birileri bozacak, sonra yeniden yapılacak ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı peşkeş çekilecek.
n
n Bu birkaç kezle de kalmayacak.
n
n Süreklilik kazandırılacak, birileri memnun edilecek.
n
n Olacak şey mi bu?
n
n Olmaması gerekir ama burası Türkiye.
n
n Bu tür uygulamalara İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş ‘dur’ deme kararında.
n
n Yer altı box sistemi ile yap-boz dönemine son verecek.
n
n İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, 2009 yılında göreve başladığında belediye genel bütçesinin 40 milyon lira olduğunu belirterek, bu yıl asfalt, kaldırım ve baskı beton çalışmalarıyla birlikte yollara 37 milyon liralık yatırım yaptıklarını söyledi.
n
n İlkadım da 500 sokağın 350’sinde asfalt, geriye kalan 150 sokakta ise parke taş, kaldırım ve baskı beton çalışması yapıldı.
n
n Sayın Demirtaş’a göre, Türkiye’ye model olacak bir yol çalışması.
n
n Bilindiği gibi Avrupa ülkeleri asfaltta box sistemi uyguluyor ve altyapıları da çok sağlam.
n
n Box sistemi elektrik, doğalgaz, su gibi çalışmalar için asfalt yüzeyine dokunmadan yer altına inilerek yapılan bir sistem.
n
n İlkadım Belediyesi bu sisteme geçiyor.
n
n Tasarruf sağlayacak.
n
n Çalışmalar nedeniyle yolların kapanmasının önüne geçecek.
n
n Vatandaşın yakınmasına son verecek.
n
n Doğrusu düşünülen sistem geç bile kalındı.
n
n Zararın neresinden dönülürse kar.
n
n Başkan Demirtaş’ı bu düşüncesinden dolayı kutlamak gerekir.
n
n Ne dersiniz?
n
n
n
n Artık köylü değiliz!
n
n
n
n Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Anadolu çocuğuyum, köylüyüm. Samsun’a gittiğimde anamı köyde bulup elini öpmeyi ihmal etmiyorum” dedi.
n
n Sayın Kılıç gibi biz de köylüydük.
n
n Köyler tarihe karışınca kentli oluverdik.
n
n İşin esprisi bir yana köylerimiz boşalıyor.
n
n Ekilen toprak alanlarımız daralıyor.
n
n Herkes köylü olmaktan çıktı.
n
n Halbuki köy adı bile bize çok şeyler ifade ederdi.
n
n Huzuru köylerde bulurduk.
n
n Köylerimizde yaşayanlar yorgun olsalar da mutluydu.
n
n Ya günümüzde?
n
n İnanın köylere gittiğinizde o iyi niyetli insanlarımızın ağlayışları karşısında rahatsız oluyoruz.
n
n Yüzlerinde gülümse kalmamış.
n
n Ne yapabileceğini bilmekten uzak kalmış köylü devletin vereceği destek adı altındaki birkaç kuruşu gözler olmuş.
n
n Borçsuz köylü bulmak mümkün değil.
n
n İşin en ilginç yanı da daha kötü günler korkusuyla AK Parti’den kopamıyorlar.
n
n AK Parti’nin de istediği bu mu acaba?
n
n Evet…Ben de köylüydüm.
n
n Artık kentliyim.
n
n Zorunlu olarak.
n
n Halbuki orada bir köy var, uzakta,
n
n O köy bizim köyümüzdü.
n
n Gezmesek de, tozmasak da
n
n O köy bizim köyümüzdü.
n
n Adı dahi çok görülüp elimizden alındı.
n
n Sormadan, adam yerine konulmadan.
n
n Ne dersiniz?
n
n
n
n
n
n Nelerle uğraşıyoruz…
n
n
n
n Samsunspor kelimenin tam anlamıyla yoğun bakımda.
n
n Bu takımın yoğun bakımdan çıkarılması için hepimiz elele vermemiz gerekirken, farklı işlerle uğraşıyoruz.
n
n Neymiş efendim, Genel Koordinatör Hasan Şengün takıma zarar veriyormuş.
n
n Bugüne kadar neredeydiniz de bu zor günlerde ortaya çıkıp sorunlara bir yenisini ekliyorsunuz?
n
n Taraftarlar derneklerinin işi yönetime müdahale olamaz.
n
n Teknik kadroya da.
n
n Biz taraftarlar olarak daha iyi için destek vermeliyiz.
n
n Her birimiz gücü oranında.
n
n Hasan Şengün’ü savunacak değilim.
n
n Takıma zarar vermiş olabilir.
n
n Ağabeylik yapamamıştır.
n
n Takımın ahengini bozmuştur.
n
n Takımı bırakıp gitmiştir.
n
n Hepsi doğru olabilir.
n
n Böylesi durumlarda taraftar derneklerinin yapabilecekleri yöneticilerle görüşmeleri.
n
n Medya önüne çıkıp dayatmak olmamalıydı.
n
n Zamanlama yanlış,
n
n Gövde gösterisine çevirmek yanlış.
n
n Bu hareket çareler arayan, çözüm bulmaya çalışan yönetimi üzmüştür.
n
n İstifa etme düşüncesini biraz daha kuvvetlendirmiştir.
n
n Kısacası Samsunspor’un her şeyi olan biz taraftarlara bu yakışmadı.
n
n Ne dersiniz?
n
n
n
n Gülümse:
n
n
n
n İşte reçeteniz…
n
n
n
n Kadının biri eczaneden içeri hışımla dalar ve eczacıdan 1 şişe arsenik ister. Eczacı kadına arsenikle ne yapacağını sorar ve kadın
n
n Kocamı öldüreceğim diye cevap verir.
n
n Eczacı , Kusura bakmayın ama size bu sebeple arsenik satmam olanaksız der.
n
n Bunun üzerine kadın çantasına uzanır ve içinden kocasıyla eczacının karısının yatakta çekilmiş fotoğrafını çıkarır.
n
n Eczacı fotoğrafa bakar ve reçeteniz olduğunu neden daha önce söylemediniz! ....
n
n
n
n
n
n Emin misin?…
n
n
n
n Kadının beşinci kocası ağır hastalanmış. Adam korkunç ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenmiş:
n
n -Hemen gidip bir doktor çağırayım!
n
n Kocası:
n
n -İyi ama, demiş, bari doğru dürüst bir doktor çağır. İyi bir doktor olduğundan emin misin?
n
n Kadın:
n
n -Emin olmaz olur muyum, demiş. Ölen kocamı da aynı doktor tedavi etmişti!...
n
n
n
n
n
n İyi doktor…
n
n
n
n Temel çok iyi bir doktordur demiş Cemal...
n
n Nereden biliyorsun demişler.
n
n Geçen yıl çok pahalı bir ameliyat olmam gerekiyordu, param yoktu, röntgende rötuş yaptı.
n
n
n
n Aforizma:
n
n Cehalet her zaman kendisine hayran olmaya hazırdır.
n
n Santra GUİTRY
n
n
n
n Tarihte Bugün:
n
n
n
n 21 Aralık 1918 : Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin İttihat ve Terakki nin çoğunlukta olduğu Meclis-i Mebusan ı feshetti.
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n