İşin havasında olanlar.

Çıkarını düşünenler.

Daima zarar vermiştir.

Bu tiplere engel olmak hepimizin çıkarına.

Samsun'da camiye ihtiyaç yok.

Belki de cami ile hiç ilgisi olmayanlar bir süre önce devreye girdi.

Tarım Meslek Lisesi'ni kaldırıp 15 bin kişilik cami yapımı için kolları sıvadı.

Neden?

Gösteriş için.

Birilerine yaranmak için.

Kendilerini dine adamış göstermek için.

Buna tepki gösterenler arasındaydım.

Yanlış olduğunu anlatmaya çalışanlardandım.

İlim-irfan yuvasının yıkılıp cami yapılmasına karşı çıkanlardandım.

Dinimize aykırı olduğunu öne sürenlerdendim.

Zira dinimiz camilerin ihtiyaç duyulduğu yerlerde yapılmasını emreder.

Atakum'da böyle bir ihtiyaç yoktu.

15 bin kişilik gösterişli bir caminin israf olacağını belirtmeye çalışanlardandım.

Kısacası dinimizce kabullenilemeyecek bir uygulama olacağını anlatmaya gayret edenlerdendim.

Dinleyen olmadı.

İşi apar-topara getirip okulu taşıdılar.

Yanlışa karşı çıkanlar soluğu mahkemede almışlardı.

Adalet yanlışa 'dur' dedi.

Bu karar yanlış yapanlarda şok etkisi yarattı.

Düşündüler-taşındılar mahkeme kararına uyma mecburiyetinde kaldılar.

Şimdi Tarım Meslek Lisesi yerine taşınacak.

Şüphesiz bir süre sonra.

Zira taşınırken bina hayli tahrip edildi.

İyice onarıma ihtiyacı var.

Bu onarım öyle ufak-tefek parayla olacak da değil.

Hani bir söz vardır ya; eğri oturup doğru konuşalım.

Birileri çıkarları için zarar verdi.

Mahkeme durdurdu.

Okulun yerine tekrar taşınması ile iş bitiyor mu?

Şüphesiz bitmez.

O zararı verenler bence karşılamalı.

Haklarında bu yönde dava açılmalı.

En azından devleti zarara uğratmaları nedeniyle.

Sözün özü; bu ülke ne çekiyorsa çıkarcılardan çekiyor.

Engel olmanın yolu cezalandırmaktır.

Yanlışa cesaret edilmesine fırsat vermemektir.

Çünkü çıkarıyla işi olanın inancı da şüphelidir.

Dine bağlılığı da.

Bu böyle biline.