Hiçbir şey göründüğü gibi değildir...
Medyanın asıl sorumluluğu da burada başlıyor...
Okuyucuya, seyirciye görünen yüzü değil...
Arka kısmını da göstermek...
Hüküm vermek, hüküm kurulmasını sağlamak değil...
Düşündürmek...
Toptan suçlu, yanlış yapan imajı vermek değil...
İddialar ve karşı savunmayı buluşturmak...
En azından bu uğurda mücadele etmektir!
***
Hatırlayın 2012 yılı öncesini...
"Gazetecilik değil, terörden" diye atılan başlıkları...
Operasyondan önce tutuklanacakların listesini yayınlayanlar...
Ya da bir olaydan sonra...
Sarı zarfla gönderilen dosya ile gelen bilgiler üzerinden...
Kendilerine 'araştırmacı gazeteci' sıfatı takanlar...
Ne kadar da çoktu!
Bugün onların bir kısmı, aynı konuma kendileri düştü...
Bugün de onlara aynı tür başlıkları atıp...
İnfaz yapma peşinde olanları da...
Aynı başlıkların beklediği muhakkak!
***
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, olmayacağını aklın bir kenarına yazmak gerekir...
Mesela Samsun Vali Yardımcısı Recep Yüksel'le ilgili olan şiddet iddiası...
Sorgulanmadan, taraflar dinlenmeden kaleme alınırsa...
Elbette mağduriyetler yaratır...
Hatta bu evlat-baba ilişkisi içinde olsa bile...
Hele bir de işin içine eski eş girdiyse...
İki kat daha artması gerekir hassasiyetin!
***
Yani...
Hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir...
Başarı olarak gösterilmek istenen şeylerin altından sanal zaferler...
Mağlubiyet gibi algılatılmak istenen birçok konunun altından da büyük zaferler çıkabilir...
Zanlı denilenin mağdur; mağdur görülenin cani çıkabileceği gibi...
Bakın bu konuda bile...
Topluma yön veren yasalarda ve etik kuralların uygulanmasında ne kadar büyük zaaflar var!
Gerisini siz düşünün...