Bir haftadır insanlar sokakta...

Hainler yine bir gece ansızın ülkenin üzerine karabulutlar gibi çökmesin diye...

Ülkeye ve geleceğe sahip çıkma aşkı olmasa...

Hiç kimse, hiçbir emir...

İnsanları böylesine bir nöbete çıkaramaz...

Bu Türk insanının demokrasi mücadelesidir...

Kendi kararına...

Geleceğine...

Yarınlarına sahip çıkmasıdır...

***

15 Temmuz'un hemen ardından da söyledim ve yazdım...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım'ın o gece yaptıkları...

Öyle hafif sözlerle ya da 'görevini yaptı' gibi cümlelerle geçiştirilecek bir iş değildir!

Hadi geçtik kendi canını...

Eşinin, çocuklarının ve torunlarının hayatını ortaya koyarak verilmiş bir mücadeledir...

Hedefte olduğunu...

Ölüm timlerinin peşinde olduğunu bile bile...

Bir yerlere sığınıp...

Kendisi, ailesi ve torunlarının hayatını kurtarmak yerine...

Ölümü göze alarak...

Milletin geleceğine ve kaderine sahip çıkmayı yeğlemektir...

Ve 'kahraman'lığı hak eden bir duruştur!

***

Zaman zaman bu yapıya kapıları sonuna kadar açmakla eleştirdiğimiz...

15 Temmuz öncesinde ve seçim dönemlerinde...

Üslubuyla ilgili tartışmalara girdiğimiz...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın...

15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu kahramanlıkta...

Hakkını iade etmemek de...

Olaylara at gözlüğüyle bakmaktır...

Siyasi düşüncenin köleliğidir...

Emin olun...

15 Temmuz gecesinde...

Erdoğan düşseydi...

Türkiye düşerdi...

15 Temmuz öncesinde eleştirdiğimiz demokrasiyi bile bulamazdık...

Türkiye Cumhuriyeti, FETÖ krallığı olurdu...

Ve hala ülkemin sokaklarından, cezaevlerinden oluk oluk kan akıyordu...

***

Dün, herkes farklı yanlışların, hataların, beğenilmeyen davranışların içinde olabilir...

Millete ve devlete ihanet olmadıkça hoş görülebilir...

'Niyet' esas alınarak...

Affedilebilir...

Ama tehlike herkes için geçerli olduğunda...

Ülkenin tüm fertlerinin can ve mal güvenliği...

Özgürlüğü ve geleceği tehdit altındayken...

Hala körü körüne...

'İlle de odunumun parası' dercesine siyaset yapmak...

İhanetin etki alanı içinde durmak sayılabilir!

***

O nedenle...

Cumartesi günü Samsun sokaklarında 1919 metrelik Türk Bayrağı altında yürüyen...

AK Partili, CHP'li, MHP'li, Saadet Partili, BBP'li, Vatan Partili ve diğer partililerin...

Omuz omuza verdikleri görüntünün...

Devam etmesi gerekmektedir...

Meydanları boş bırakmamak için oraya akın edip, sabaha kadar nöbet tutanların...

Kutsal bir görev yaptıklarını unutmamak...

Demokrasiyi baş tacı yapmış...

Herkesin borcudur!

Unutmayalım ki...

"Sahipsiz olan memleketin batması haktır;

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır!" (MAE)