Demokrasi dediğin...
Yüzde 51'in yüzde 49'u yönetmesi değildir...
Demokrasi dediğin...
Yüzde 1'lik siyasi görüşün paydaşlarının...
Yüzde 99'luk bir çoğunluğun iktidarında dahi...
Haklarının güvence altında olmasıdır...
Yani Anayasanın, yasaların, yönetmeliklerin ve yazılmamış kuralların...
Her dileyen iktidarın...
Kafasına göre değişmemesidir...
***
Ama ülkemizde öyle bir demokrasi geçmişi ve anlayışı var mı?
Yok, olmadı, olması da beklenmemeli...
Türkiye'deki demokrasi...
Sandığa gitmeyen yurtları da hesaba kattığınızda...
Sandıktan birinci çıkan iradenin...
Diğerlerine istediğini dayatmasıdır...
Diğerlerinin de bunu kabul etmesidir!
Sıra kendilerine gelince de...
Aynısını uygulamasıdır!
***
Türkiye'de sadece ülke yönetiminde mi var bu keşmekeşlik, karışıklık...
Elbette hayır...
İşte, evde, dernekte, sokakta, her yerde...
Çünkü öyle yetişiyor millet...
Erkek egemen ve ataerkil bir tarzla...
Evde baba ne derse o...
İşte patron ya da üst düzey yöneticinin talimatı...
Sokakta, güçlü olanın kuralları...
Sosyal yaşamda parası olan borusu...
***
Hiç kimse, evrensel doğruları kabul etmiyor...
Herkesin bildiği kendine doğru...
Evrenselmiş, bilimselmiş, metotsalmış...
Vız geliyor, tırıs gidiyor...
Bizde danışmanlık müessesi, 'çantacılık' ve ' emrini yerine' getirme olarak uygulanıyor...
Zira kimsenin, bir başkasının fikirlerini kabul etmeye değil...
Dinlemeye bile sabrı yok...
Hatta kendine göre ihtiyacı yok!
Hele hele farklı görüşlerin dile getirilmesi ayrı bir sorun...
***
Mesela yazarlar...
Okuyanın düşündüğü gibi yazanlara alkış...
Diğerlerine bas kalayı...
Kimsenin tartmaya, tartışmaya ihtiyacı yok...
Herkes bir fikir sahibi ve onun bulunduğu kutu da kapalı...
Paralelini söyleyen iyi adam...
Aksini iddia eden hain!
O nedenle...
Demokrasi neyimize...
Kurallar ve kuramlar neyimize...