Bir kıyamettir aldı başını gidiyor...

Çarşamba Havaalanı'nın pistinin onarımı için üç ay kapanacak olması sanki kıyamet...

Herkes bir yerden vuruyor...

İdare ile didişmek, restleşmek...

Hatta havaalanı üzerinden iktidara sallamak için herkes sırada...

Kimse 'üzümün' derdinde değil...

Eline sopayı alan...

Bağcının peşinde!

***

Diyelim ki kapanmadı...

Hadi bir uçak inerken pist nedeniyle kaza yaptı...

Bir kişi canını kaybetti...

Uzmanlıkları kendilerinden menkul hanginiz bu bir canın vebalini üstlenecek?

Samsun Havaalanı üzerinde oluşan kötü imajı kim düzeltecek?

Yurtdışından sefer yapan uçakların rotasının Samsun'dan sapmasını engelleyecek?

Cevap hiçbiri...

O zaman da 'gerekli tedbirler alınsaydı' diye bağıracaklar koro halinde...

***

Mesele Samsun'a en hızlı ulaşım ise...

Hadi ORGİ 2,5 -3 saat ise

Alın size Merzifon Havaalanı var...

Samsun'a bir saat uzaklıkta...

Değneği alıp bağcının peşinden koşmak yerine...

Samsun'un potansiyelinin 3 aylığına Merzifon'dan karşılanmasının çabası güdülebilir...

Samsun-Merzifon arasındaki ulaşımın bu süre zarfında havayolları şirketlerince karşılanması...

Sağlıklı bir taşıma yapılmasının arayışları içerisine girilebilir...

***

Havaalanı 3 aylığına bakıma alındı, kapandı diye...

Sanki Samsun yok olacak...

Ekonomisi batacak...

Son bir yıldır uçağa binmemiş...

İşinin hiçbir yerinde uçakla seyahat olmayan...

Son yıllarda Samsun dışına bile çıkmamış yüzlerce kişi...

Bağırıp duruyor!

***

Sanki, bu şehrin uçağı en çok kullanan siyasetçileri, belediye başkanları, işadamları...

Işınlama yöntemini buldu da bu nedenle üç aylık kapatmaya ses çıkarmıyor...

Sanki bu şehrin yönetenleri, Samsun'un düşmanı da o yüzden sessiz kalıyorlar!

Kapanması gerekiyorsa, kapanacak!

Mesele Samsun'un ulaşım damarlarının açık kalması ise...

Yukarıda söyledim...

Üç aylığına Merzifon'u kullanmak...

Şartları iyileştirmek için çaba sarf etmek...

Üzümün peşinden koşmak gibidir...

Diğeri...

Ya bağcıya husumet...

Ya da bağcıdan farklı nemalanma çabasıdır, vesselam!