Hollanda'da Breda kenti belediyesinde çalışıyormuş.
Araştırdım; sunumları çok dikkat çekici ve sempatikti.
Davet edildiği her yerde otizm ile ilgili konferanslar veriyor.
Güzel olan otizmi bizzat yaşayan birisinin dile getirmesi.
Dört dil bilen BAŞAR, ne yazık ki üniversiteyi bitirirken otizme yakalanmış.
Toplumdaki rol modellerden Birsen BAŞAR otizmle ilgili üç kitap da yazmış.
Çocukluk dönemi ve eğitim yıllarında yaşadığı iletişimdeki zorluklarına, hastalığa yakalandıktan sonra otizmin yol açtığı algıda gecikme problemi eklense de pes etmemiş.
Geriye baktığında iki kişiye kendisini anlatmakta zorlandığını söylerken, bugüne kadar iki yüz elli sunum gerçekleştirmiş. En büyük hedefi de bu sunumlarını tüm Türkiye'de gerçekleştirmek.
Samsun'a davet edilen bu değerli kimlik dinlenmeliydi.
Konferans vereceği salonun doluluğu, benim gibi meraklıların çokluğuna işaretti. Sivil toplum örgütleri ve otizmle ilgili eğitim kurumları da açtıkları stantlarıyla konferansa zenginlik katmışlardı.
Toplum karşısına çıkarken genelde özel hazırlanırsınız ama Başar giydiği kıyafet ve spor ayakkabısıyla salonda oldukça rahattı. Omzunda çantası ve sunumda ihtiyaç duyacağı pet su elinde sahneye çıktığında, hepimize bir mesaj veriyordu sanki ''ben rahatım siz de rahat olun'' diyerek özel bir ilgi istemiyordu.
'Ben ne isem oyum'tavrıyla, doğallığa vurgu yaparken; toplumun otizme bakışını, otizm ve otistik kesimin ne kadar anlaşılabildiğini anlatmaya çalıştı.
Yaşadıklarından örnekler vererek, otizmle mücadele edenlerin sorunlarına yönelik olarak toplumdaki bakışta hangi faktörlerin eksik kaldığını dile getirdi. Sunum esnasında seyirciyle kurduğu iletişimde alkışlarla ve sözlerle anlattıklarının teyidini istedi. Bu diyaloglar dinleyicilere tebessüm ettirirken, herkeste sempati uyandırdı tabi ki.
İsterse herkesin kendisini geliştirebileceği işaretini verirken, toplumda önemli bir kesimin gönüllerine çoktan girmiş, onların bir nevi sözcüsü olmuştu.
İzleyiciyi sıkmadan, büyük bir özgüven ve sempatiyle sürdürdüğü konferans, ancak bu kadar keyifle dinlenebilirdi.
Konferans bitimi, sanırım benim gibi salondakilerin büyük bir kesimi de, o güne kadar otizmle ilgili bilmediği birçok yeni bilgiye sahip oldu.
Bu kişiliklerin toplumla mutlaka kucaklaştırılması gerektiğine inanıyorum.
Atakum Belediyesi ve Özgecan Kadın Koordinasyon Merkezi'ne buluşmanın gerçekleşmesine yönelik katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Toplumsal bir değerimiz olan Birsen BAŞAR son durumunu şöyle açıkladı:
'Ben otizmi yenmedim, otizmle yaşamayı öğrendim.
' Otistikler sadece sevgi değil, kendilerinin anlaşılmasını bekliyor.
Teşekkürler Birsen BAŞAR.