Lösemiyle mücadeleyi benimsemiş anne sakin, arkadaşı öyle değildi.
Telefonda, "Kenan ağabey çocuğunun tedavilerine yeni başlanan arkadaşım görüşmek istiyor" dediği anne hakkında kısmen bilgim vardı.
Kısa süre önce lösemiyle mücadeleye başlamış, kafası karmakarışıktı.
Telefondaki sesi, düştüğü çıkmazdan kurtulmak, tutunacak bir dal arıyor hissi veriyordu.
Yanındaki deneyimli arkadaşına rağmen 'Biz de gerçekten istenilen seviyelere gelebilecek miyiz?' sorusunu sormadan geçemiyordu.
Beklentisi imkansız bir özlem değildi elbette, fakat mücadelede toplumsal desteğe en fazla ihtiyaç duyulan ortamdaydı.
Birkaç gün öncesinde bugünleri yaşayacağı hiç aklına gelmemişti.
Gelemezdi de…
Umutlar diplerdeydi; çok değil bir ay sonra normal bir sürece dönecekti aslında.
Hayat; kimi ne zaman, nelerle karşılaştıracağını bilmediğimiz gerçeklerle dolu.
Kendisinde mücadele edecek gücü göremeyen anneye, taşıdığı olumsuz bakış açısını silebilecek gerçekleri paylaştıkça, ses tonu normale dönmüştü.
'Geçtiğimiz günlerde Samsun'da üç ile otuz yaş arası lösemiyi yenmiş otuz çocuğumuzu kamuoyunun karşısına çıkardık' şeklindeki sözlerime 'Gerçekten mi?' dedi.
Öyle bir durumdaydı ki söylenenlere inanmakta zorluk çekiyordu.
"Merak etmeyin yakında sizi bu halinizden farklı bulacağız" dedim.
Umutlanarak 'İnşallah' karşılığını verdi.
Nihayet dört kişilik ailemizin birkaç hafta sonra evlerine gitmiştik.
Haftalar öncesinde telefonda konuştuğumuz panik halindeki anne gitmiş, geleceğe farklı bakan ve bugünlere şükreden bir anne karşıladı bizi.
Evlerinde geçirdiği sürecin farkında olmayan lösemi tedavileri devam eden küçük kızları, misafirlere hünerlerini göstermekten geri kalmıyordu. Yerinde duramayan tavırları ve güler yüzüyle herkese moral aşılıyordu.
'İnsan yaşamayınca kimlerin ne yaşadığını göremiyormuş' diye özeleştiri yaptı anne.
Toplumsal sorumluluklarımızı annenin şu sözleriyle bir kez daha hissettik.
"Sizlerle diyaloğumuz ve annelerle dayanışmamız bizi bugünlere taşıdı. Hayatta hiç istemesek de bazı şeyler yaşanıyormuş. Allah bizim gibi o günleri yaşayanlara yardımcı olsun' diyordu.
Mücadelede pes etmeyen, sabırla düştüğü yerden kalkmasını bilenler.
Zor günlerin anneleri onlar.
Onlar gerçekten 'Eli öpülesi anneler.'
Allah onları başımızdan eksik etmesin.