Hastalarının annesi, kardeşi, ablası, teyzesi olmuş.
Sorunlarını dert edinmiş, hayata tutundurduğu her çocuk için mutlu olmuş.
Lösemi ve kan hastalıkları uzmanı.
Prof.Dr. Canan Albayrak, geçenlerde tam bu yapısına uygun bir karedeydi.
Bir tarafına üniversite eğitimini tamamlamış Derya'yı, diğer tarafına görme engelli Melda Nur'u almış.Derya'nın onbeş yıl önce, sekiz yaşındaki görme engelli Melda Nur'un da yakın zamanda lösemiyle ilişkisinin bittiğini söylüyor.
Dr. Albayrak anılarını paylaşırken karşılıklı konuşuyoruz.
-"Biz hastalarımızla yıllarca görüşüyoruz. Bugün yetişkin olup çocukluğunda hemofili tedavilerini üstlendiğim hastam yana yakıla iş arıyordu. İş bulduğu müjdesinipaylaştığında yaşadığı sevinci unutamıyorum. Fakat aradan altı-yedi ay geçmiş, tekrar ziyaretime geldiğinde yüzünden düşen bin parçaydı ve işten ayrılacağını söyledi."
-"Neden bırakacakmış hocam?"
-"Kendisinden sorumlu kişi tarafından çok ezildiğini, artık dayanamadığını ifade etti. Bende kendisine mesai saatlerine uymasını, çalışma saatlerinde görevini fazlasıyla yapmasını, birazda sabretmesini öğütledim. Hastanede bizlerin hangi sıkıntıları yaşadığımızı ancak bizler biliyoruz, dedim."
-"Bu tavsiyeleriniz etkili oldu mu?"
-"Birkaç ay sonra tekrar geldi ama bu sefer çok mutlu. 'Hocam, problem yaşadığım kişiyi işten çıkardılar. Sayenizde işimden de olmadım. Ancak sizin yardımınıza şu anda çok daha ihtiyacım var'dedi."
-"Hayırdır hocam, bu sefer ne sorunu varmış?"
-"Şeker hastası bir kıza gönlünü kaptırmış. Kendisi hemofili hastası olduğundan ailenin evliliğe sıcak bakmadığını söyledi. Sizleri aileyle tanıştıralım, istemeye de beraber gidelim deyince; hemofili hastası çocuğumuza ailece kalktık kız istemeye gittik. Aileye de hastalığın korkutucu olmadığına dair güvenceyi verince razı oldular. Düğünleri oldu, şimdi çocukları bile var."
Tedavisiyle ilgilen, işini kaybetmemesi için telkinlerde bulun.
Olmadı, kız istemeye git, yuva kurmasına vesile ol.
Doktorun da böylesi…
Pes yani, bu kadar olur hocam…