Birbirleriyle yarışırken ne güzel işler çıkarmışlar.
Öylesine bir çalışmaya imza atmışlar ki…
Heyecanlarını dinleyince tüylerimiz diken diken oldu açıkçası.
"Kan verin hayat kurtarın" diyerek herkesi duyarlı olmaya çağırmaları.
Kıyasıya kampanyaya dönüştürdükleri tempo sevindirdi bizleri.
Son dönemlerde okul bahçelerinde Kızılay araçlarını görüyoruz.
Öğrenci ve öğretmenlerin gayretleriyle kan topluyorlar.
"Bizim okul daha fazla kan toplayacak" diye yarışa giren okullar teşvik ediyorlar birbirlerini.
Kan vererek can olmanın kutsiyeti, bilmeyenlere anlatılıyor.
Herkesin bedenindeki sıvının nasıl bir umut olduğu ifade ediliyor.
En güzeli bu çalışmalar eğitim sürecindeki çocuklarımızca yapılıyor.
Çarşamba ilçemizin Erkek ve Kız Anadolu İmam Hatip Liseleri.
Bir günde topladıkları kanlarla Türkiye sıralamasında dereceye girmişler.
Lösemiyle mücadelede yirmi sekiz yılı aşan bir aile adına okullarımıza canı gönülden teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
O kanın bir zamanlar bizler içinde ne kadar elzem olduğunu, arayıp bulurken bizleri nasıl bunalttığını, bugünlerde dahi halen insanları nasıl yıprattığını yakından bilenlerdeniz.
Öğrencisinden öğretmenine, annelerden babalara…
Her kim bu çocuklarımızın gayretlerine destek vermiş ise…
Çocuklarımızın çabalarına dönüş yapan Çarşamba halkına.
Ne kadar teşekkür etsek azdır.
Söz konusu okullarımızın haftalar öncesi başlayan çalışmalarının finalinde Erkek İmam Hatip Lisesi 661, Kız İmam Hatip Lisesi ise 650 ünite kan toplamış.
"İşte Okul İşte Çarşamba!"
Birisi Türkiye birincisi, diğeri ise ikinci, aradaki fark hiç önemli değil.
Okullarımız böyle bir konuda kapışsınlar kapışabildikleri kadar.
Tabiri caizse bu kapışmalar teşvik ediyor, kazanan herkes oluyor.
Müthiş bir performans ile çalışmalarının finalinde sevinmiş çocuklarımıza şunu söylemek isterim.
Sosyal sorumlulukta final diye bir şey yok, bu koşturmaca bir maraton ise bu maratonun da bitiş çizgisi yok. Bilelim ki bu mücadelede dinlenmek için sadece küçük duraklarımız var.
İnanıyoruz ki bu tabloda herkes rekorların başkalarınca kırılmasını candan istemeli.
Biz 661'i yakaladıysak bir başkası 1661 kan toplasın.
Böyle bir uğraşta teşvik etmenin manevi karşılığı herhalde daha farklıdır.
Dolayısıyla bu yarışın kaybedeni de yok.
Bilakis kazananı ise hepimiz.
Sosyal sorumluluk projelerine imza atan okullarımız.
Biliyoruz ki bedenlerde başkaları için saklı tutulan umutlar var.
Ve Türkiye'de 5000 e yakın çocuğumuz ilik bekliyor.
Kan toplama yarışından sonra ilik bağışı kampanyasına da başlangıç yapalım mı?
İnanıyorum ki, bu ülkenin gençleri bu sorumluluğu da üstlenecektir.