Doğa, anadır.
Yardır, sevgilidir, arkadaştır, dosttur...
Milyarlarca canlıyı barındırır, kucaklar, sever hepimizi.
Asla ihanet etmek değildir niyeti.
İnanılmaz cömerttir, sizinle mutlu olur, sizinle yaşar.
Doğa yedirir içirir bakar insanoğluna.
Ancak ondan ne istediğimizi bilmeli, doğayla yaşamayı öğrenmeniz gerekir.
Doğal afetlerin nerede, nasıl, hangi durumlarda oluşabileceğini bilmemize rağmen, çoğunda maalesef "Diyarbekir, Allah vekil" duygusuyla hareket ediyoruz.
En net örneği depremler; bilimsel çalışmalar fay hatlarını ortaya çıkarmış, jeofizik, jeoloji uzmanları toprak yapısını netleştirmiş, mühendislerin de oluruyla, en fazla dört katlı bina yapılır raporuna rağmen bir süre sonra beş, altı, on kata çıkmış.
Her şeye rağmen meydan okurcasına su yatağına dikilen konutlar…
Sonuç: Takdir-i İlahi!
ALLAH SİZE AKLI BOŞUNA MI VERDİ?
22 Aralık 1914 Doksan üç Harbi'nde kaybettiğimiz Kars, Ardahan, Artvin'i geri almak için Enver Paşa komutasındaki 80 bin askerimiz donarak şehit olmuştu Sarıkamış'ta.
Bugünlerde bir kez daha yaşadık Van'daki çığ felaketiyle Sarıkamış'ı.
Birinci çığı anladık da ikincisi acılar ötesi.
Arkadaşları çığ altında askerimizin yere çökmüş hali kahretti hepimizi.
1992'de Şırnak Görmeç köyü Jandarma Komutanlığı'na çığ düşer, 91 asker, 60 köylü; 25 Ocak 2009'da Gümüşhane'de 11 dağcı yine çığ sebebiyle hayatını kaybeder.
Uzmanlar tedbirleri konuşurken, Türkiye'nin kabul görmüş çığ riskiyle ilgili bir haritası olmadığını söylüyor.
Daha bir facianın oluş nedenini öğrenemeden Sabiha Gökçen'deki uçak kazası.
Kule uyarır; bir önceki pilotlar pisti pas geçti, zemin kötü, rüzgar ciddi sıkıntı...
Havacılıkta önce uçuş emniyeti sonra ticaret gelir desek de pilot ne hikmetse kuleyi es geçer.
Ders alacağımız çokça örnek var yaşantımızda diye düşünüyorum.
Şu son günlerde yaşadığımız acılar var ya…
Bilemiyorum hangi birisine yansak ki…
Bir daha yaşamamak dileğiyle hayatını kaybedenlere Allah'tan Rahmet
Yaralılarımıza şifa diliyorum.
KULLANAMADIĞIN AKIL SANA YÜK; ÖĞRENMEDİĞİN İLİM DERTTİR!