Her an her dakika şehit haberi duyacağımızı bilsek de…
Benzer acıları yıllardır bu millet yaşamış olsa dahi.
Üç ayların başlangıcı Kandil gecesi gelen haber içimize hançer gibi saplandı.
Bu ülke kolay kurulmadı; yıllardır da bu ülke uğruna şehit veriyoruz.
Bir gerçek var ise bu ülke için şehitlerin ardı arkası kesilmeyecek.
Bu topraklar şehit kanlarıyla sulandı, sulanmaya da devem edecek.
Ne demişler; 'Toprağa su katarsan balçık olur, kan katarsan vatan olur.'
Mevla'ya huzur için ellerin kalktığı Kandil gecesi.
'Allah kimseye evlat acısı vermesin' dendiği…
'Allah Mehmetçiklerimizin ayağına taş değdirmesin' dualarıyla zenginleştiği…
Mevla'ya açılan eller bir türlü kapanmak bilmedi.
Alçakça hava saldırısında şehitlerimiz olduğu ve sayının özellikle yüksek olduğu bilgisi paylaşılıyordu.
Düşünün; ateşin düştüğü ocaklar netleşmemiş, otuz üç evin kimliği bilinmiyor.
Hangi ilde, ilçede, köyde… Kimse bilmiyor o evleri.
Vatan aşkı olan bu vatanı gönülden seven herkes o gece ayakta.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, bu ülkenin savaşacak cephesi çok.
Kurtuluş Savaşında kaç düvel ile vuruşmuşsak bugünlerde o günlerden farksız.
Birde öyle bir ülkemiz var ki, hainler içerde dışarıda planlarını uygulamaktan asla vazgeçmiyor. Ama binlerce yıllık asil duruşundan vazgeçmeyen bu millet, Atatürk'ün kendisine 'Ben Sizlere Ölmeyi Emrediyorum!' sözleri doğrultusunda şehitliği onurlu bir mertebe olarak görüyor.
Kandil gecesi gelen haberlerle yüreği dağlanan milletin acıları paylaşılarak azaltılmalı ve millet duruşundan taviz vermemeliydi.
Devlet, valisi ile ilgili kamuoyunu bilgilendirirken menfur saldırıyı fırsata dönüştürmek isteyenlerde o saatlerde harekete geçmişti. Onlarda ayaktaydı ama başka amaçlarla.
Milletin bağrındaki hançeri daha içeriye sokmanın hesaplarını yapanlar boş durmuyordu.
'Bir tabura saldırı yapıldı, hepsi şehit oldu.'
'Yüzlerce şehidimiz var, sayılar bilerek saklanıyor.'
Nasıl bir duruş bu anlaşılır değil. 33 sayısı ile tatmin olmayanlar, rakamı o kadar az görmüşler ki, rakam yükseldikçe keyiften dört köşe olacaklar.
Malum cephe silahını amansızca kullanıyor, kinlerini kusuyorlardı.
Saat başı tüm gelişmeler devletin ilgili valisinden alınırken, 'Allah'ım beterinden saklasın' dualarıyla gecenin karanlığı aşılmış, otuz üç şehit ve geride kalan yaralılarımızın hayati tehlikesinin olmadığı bilgisiyle sabaha ulaşmıştık.
Peki o gece haberleri manipüle edip sansasyon yapanlar…
Siz neyin peşindesiniz, gerçekten bu milletin yanında mısınız?
Sizin derdiniz acı paylaşmak değil; siz acıları kullanan fırsatçılardan başkası değilsiniz.
Ve siz bunları yaparken askerimizi şehit edenlere yapılan karşı saldırıdaki tahribatı da reddederek milletin bağrına ikinci bir hançeri saplamak için gayret sarf ettiniz.
'Otuz Üç Bayrağın Asıldığı Evler' bile daha bilinmiyorken.
Hedefiniz ne olursa olsun, ajandanıza neler yazılmış olursa olsun.
Amacınıza ulaşacağınızı mı sanıyorsunuz?
Taşıdığınız kimlik sizi ekmek yediğiniz ülkeye ait olduğunu söylese de...
Üzerinde de T.C logosu bulunsa bile.
Bu millet size asla fırsat vermeyecek!