Bir anne düşünün tam 84 yaşında 28 yıl önce iki evladından birisi olan mavi gözlü paşası Astsubay İs.Tkns.Kd.Üçvş. İlhan Hamlı'yı Iğdır'ın Pamuk geçidi mevkiinde ülkemizin bağımsızlığı, kutsal vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü uğruna 18 Nisan 1992'de şehit vermiş. Kınalı kuzusunu 21 Nisan 1992 tarihinde Nisan yağmurlarıyla birlikte Samsun Asri Mezarlık Şehitliğinde vatan toprağına emanet etmiş. O günden beri şehidinin kabrini hiç yalnız bırakmamış. Her Cuma mutlaka ziyaretine gitmiş. Sadece Cuma günleri değil, bütün kandillerde, dini ve ulusal bayramlarda anneler günü gibi çok özel günlerde mutlaka şehitlikte olmaya ilerleyen yaşına ve artan rahatsızlıklarına rağmen devam etmiş. Ama mutlaka her hafta şehitlikte şehit oğlu ile buluşup ona dualar okumaya onunla hayatı paylaşmaya özen göstermiş. Her şey bir yana oğlum, şehidim bir yana demiştir.


Ne büyük bir talihsizliktir dünyamızı ve ülkemizi küresel ölçekte tehdit eden Korona virüs salgını yüzünden yaşının da 84 olması nedeniyle evden çıkması yasak olduğu için devletimizin çağrısına uyarak evde kalmaya ve evde kalın çağrısı yapmaya devam etmektedir. Bu yüzden artık ne Cuma günleri, nede kandil günleri şehitliğe gidemiyor. Bu tehlikeli süreç bitene kadar evde kalmaya devam edecektir. Şehitlik ziyaretini askıya aldığı için canı çok sıkılmakta, bu kötü günlerin sağlıklı bir şekilde bir an önce bitmesi için bütün gün dua etmektedir. 2020 yılında Korona virüs salgınına denk gelen Berat Kandilinde çok istemesine rağmen şehitliğe yasaklar ve çağrılar nedeniyle gidemedi. Şehit Astsubay İlhan Hamlı'nın ağabeyi olarak benim şehitliğe gideceğimi biliyordu. Buna rağmen özellikle Berat Kandili nedeniyle kısa süreliğine olsa da mutlaka şehitliğe gitmemi istedi. Aslında bu sadece annemin isteği değil, aynı zamanda kendi isteğimdi. Canının tatlı olduğundan değil, devletimizin yasalarına saygısından annem şehitliğe oğlunu ziyarete gitmiyor. Annem Berat Kandilinde şehitliğe gidemediği için başta mavi gözlü paşasına olmak üzere şehitlerimize selam gönderdi. Bedriye annenin selamını Berat Kandili nedeniyle Samsun Asri Mezarlığında yatmakta olan mavi gözlü paşasına ve tüm şehitlerimize maskem takılı olarak götürdüm. Doğrusu havanın güzel olmasına rağmen şehitlikte benden başa kimsenin olmaması canımı acıtsa da kısa süreliğine şehitlikte bulunmanın ve annemin şehitlerimize gönderdiği selamı getirmenin buruk bir hüznünü yaşadım.Berat Kandili gibi güzel bir günde şehitliği ziyaret etmiş olmanın gururunu duydum. Ne acı değil mi, ölüme adeta gülerek giden vatanları için canlarını feda eden kahramanlarımızın fedakarlıkları karşısında korana virüs salgını herkes için canın ne kadar tatlı olduğunu hepimize gösterdiği sıkıntılı günleri yaşıyoruz.. Demek ki kendi canından bir canı vatan toprağına emanet etmek o kadar da kolay dayanılır, bir şey değilmiş. Bu gerçeği herkes enine boyuna bir kez daha empati yaparak düşünsün. Bu işler 'ne mutlu sana şehit annesisin' demekle olmuyor. O annelerimizin kalan yaşamlarını nasıl tamamladıklarını ne kadar biliyoruz? Birileri evladının saçını okşarken, şehit annesi olan Bedriye anne şehitliğe bile gidemiyor, şehitlikte yatan oğluna selam gönderiyor. Sadece şehitlerimize değil onları doğuran annelere de ne kadar minnettar olduğumuzu unutmayalım. Ne yazık ki bu noktada devletimizin evli bekar ayrımı devam ediyor. Şehit evli ise annesi adeta yok sayılıyor. Ama o evli şehitlerimizin birisinin annesi olan 84 yaşındaki şehit annesi Bedriye anne şehidini evli ya da bekar diye ayırmıyor. Aksine evli olmasının üzerine yüklediği bütün sorumlulukları da sırtında taşıyor.


2020 yılı Berat Kandilinde, şehit oğlunun Samsun asri Mezarlık şehitliğindeki kabrini ziyarete Korona virüs salgını nedeniyle gidemeyen Bedriye anne diğer oğlunun aracılığı ile şehit oğluna ve tüm şehitlerimize selam göndermiş olmanın buruk hüznünü yaşamaktadır. Buna da şükür diyen o şehit annesi 28 yıldır kalbinde şehit acısı ile yaşama tutunmaktadır. O şehit annesini bu zor günlerde hatırlayan, hatırlamayan herkese selam olsun. Elbette bu kötü günler geçecektir.