Küresel ölçekte yaşadığımız bütün dünyayı ve ülkemizi tehdit eden Korona virüs salgının yayılımını kontrol altına almak için bilim kurulunun tavsiyesine uyularak Samsun dahil 31 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "10.04.2020 tarihi saat 24:00 ile 12.04.2020 tarihi saat 24:00 arasında Büyükşehir statüsündeki 30 ilimiz (Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van) ile Zonguldak il sınırları içinde bulunan tüm vatandaşlarımızın sokağa çıkmaları yasaklanmıştır." ifadeleri kullanıldı.


Sokağa çıkmak yasak haberini 10.04.2020 günü saat 22:00 itibarıyla öğrenen halk ne yazık ki sosyal mesafeyi unutarak çılgınca marketlere, fırınlara ve Cumartesi günü sabah açılacak olan pazar yerlerine koşarak adeta virüsün yayılması için elinden geleni fazlasıyla yapmıştır. Bu cehalet ve bu kural tanımazlık savunulamaz ancak buna ortam hazırlandığını da gözden uzak tutmuyoruz. Maalesef yanlışa, yanlışla cevap verilmiştir. Bu olumsuzlukları evlerimizde, sosyal medyada ve televizyon ekranlarında tartışma konusu yaptık ve yapıyoruz. Sokağa çıkma yasağının ilk günü olan 11.04.2020 tarihinde sabah saatlerinde havanın güzel olmasına rağmen sokakların boş olması elbette sevindirici. Bu işler basit bir oyun değil, yaşanan her şey hepimizin yaşamını altüst eden tehlikeli bir gelişmedir. Bunun bilincinde olanlar şüphesiz ellerinden geleni yapıyorlar. Halkı sakinleştirmek, halkı bilinçlendirmek, halka yardımcı olmak sadece devletin işi olarak görülmemelidir. Halkın sırtından yüklü paralar kazananlar bu süreçte sorumlu davranmalı, halkın bu süreci en az kayıpla rahat atlatabilmesi için elini taşın altına koymalıdır. Bu süreç yeni ihtiyaç sahiplerinin ve yeni muhtaçların ortaya çıkmasına neden olmuştur. İşini, gelirini kaybeden, sosyal hiçbir güvencesi olmayan, açlık maaşı ile çalıştırılan ve çalıştırılmayan yığınla vatandaşımız olduğu gerçeğini herkes bilmek ve görmek zorundadır. O insanlara ölümü gösterip, o insanları sıtmaya razı etmenin insani ve vicdanı hiçbir gerekçesi ve yanı yoktur. Kim ne derse desin elektrik, su, doğalgaz hatta, telefon ve internet temel ihtiyaçtır. İnternet niye temel ihtiyaç olsun diyenler olabilir. Okulların kapalı olduğu bir dönemde çocuklarımızın nereden, nasıl eğitim aldıklarını ya da alacaklarını bilmemek zır cahilliktir. Öyle ise sokağa çıkmaması gereken tüm insanların yaşamlarının kolaylaştırılması gerekmektedir. Bu süreç zor bir süreç bunu bilim adamları söylüyor, bilinçli olan herkeste bunu böyle biliyor. Öyle ise özelleştirilen telefon şirketi, yine özelleştirilen elektrik şirketleri, yine özel olan doğalgaz dağıtım şirketleri halkın hayatını kolaylaştırmalıdır. Faturalar ötelenmeli, sonrasında ise bu faturaların belli bir kısmı gelir durumuna göre tamamı devlet tarafından karşılanmalıdır. Yaşamın devamı için sadece arzılar giderilmeli ve hizmet devam ettirilmelidir. Bu konuda henüz doğru bir karar alınmış değil hala faturalar yazılıyor, tüketicinin kapısına bırakılıyor. Alacaklılar her dakika alacağının peşinde belki de tüketicilerin hayatlarını bu salgın nedeniyle kaybedebileceği düşünülüyor ne olur ne olmaz dercesine faturalar hatırlatılıyor(!) Bende Türk vatandaşı bir tüketiciyim yukarda sıraladığım şirketler tükettiklerimizin faturasını kapımıza koymaya faturalarının üzerine de ödeme tarihi koymayı ihmal etmiyor. Doğrusu çok güzel çalışıyorlar. Bu süreçte herkesi evde bulup fatura edebiliyorlar. Bu gün tarih 11.04.2020 Cumartesi sokağa çıkma yasağının uygulanmaya başlandığı ilk gün. Dün yani 10.04.2020 Cuma günü Yepaş tarafından Elektrik sayacımız okunup faturası kapımıza bırakılmıştı. Doğrusu fatura biraz kabarık geldi. Evdeyiz bütün elektrikli aletleri kullanıyoruz. Ödeyecek gücümüz olmasına rağmen giderlerimizi artıran, diğer harcamalarda düzenleme yapmamızı gerektirecek bir faturamız var. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı henüz daha sabah kahvaltısına bile oturmadığımız sabah saat : 09:05 'de Yepaş'tan telefonuma bir mesaj geldi. O mesajı paylaşmak istiyorum, buradan da fatura mı hatırlattığı için Yepaş'a teşekkür ediyorum. Kimseye yuh demiyorum, kimseye yuh deme hakkımızda yok. Ama şu hatırlatmayı da Yepaş'a yapmak istiyorum. Çok doğru söylenmiş bir atasözümüz var. Yepaş'a kapak olsun. 'Koyun can derdinde kasap et derdinde' Ey Yepaş söyler misin böyle bir hatırlatmayı sokağa çıkma yasağının uygulanmaya başlandığı ilk günün sabah saatlerinde yapmayı nereden akıl ettin? Böylesine sıkıntılı ve herkesin birbirine destek olması gerektiği bir süreçte Yepaş şöyle bir mesaj gönderemez miydi 'Değerli abonemiz sağlığınız bizim için çok önemli evde kalın, sağlıklı kalın' Maalesef geldiğimiz nokta bu…


Kurumlar kurumsal kimliğine ve bilgi birikimine göre davranmazsa, sokağa çıkma yasağının açıklandığı saatlerde halkın sokakları doldurması, sosyal mesafeyi dikkate almaması, çılgınca marketleri, fırınları, Pazar yerlerini adeta yağmalaması, sokağa çıkma yasağı olduğu zaman araç kullanamayacağını bildiği halde benzin istasyonlarında kuyruk oluşturup aracına benzin alması ne yazık ki çok doğal bir durum. Burası Türkiye demek canımı acıtıyor. Lütfen aklımızı başımıza toplayıp, evde kalalım. Yepaş, sende faturayı başka bir zaman hatırlat olur mu?