Çıkarların merkezi Samsun olmayınca ne olur?

Sona bırakmadan direk söyleyeyim:

Samsun satılır!

Parsel parsel...

Ova ova...

Dağ dağ...

İlçe ilçe...

***

Bugünü kurtarmak için...

Çok duygusal nedenlerle...

Samsun'da yaşayacak torunlara kıyılır...

Onların sağlıklı yaşam hakkına girilir!

Sırf bugün biraz daha modeli yüksek arabaya binmek...

Çocuklarına yüksek modelli cep telefonu almak...

Yemekte bulgur pilavı yerine et sote yemek için...

Gelecek yenilir, diri diri...

***

Sahipsizlik bir kentin kaderi olursa...

Kent 'metres' muamelesi görür...

'Sultan' değil...

İhtiyaç oldukça gidilir ve istenilen alınır...

Kimse görmesin diye kapalı kapılar ardında sahte sevgi sözcükleri sıralanarak...

Ve gelen bir yerlerini koparır bu kentin...

Kimi ovalarına yapılan tecavüzü alkışlar...

Avuçları patlayıncaya kadar...

Kimi şehrin göbeğindeki imar vurgunlarına diz çöker...

Kimi kaçak yapılaşmanın savunuculuğuna soyunur...

***

Bürokrasisi 'liyakat' yerine 'bilmem kimin adamı' olarak gelir...

Sadece ona ve onun avenesine hizmeti, Samsun'a hizmet diye yorumlar...

Kimi gerçekleri görse de, koltuğu kaybetmemek arzusu baskın çıkar...

Samsun'un bağrına vurulan kahpe hançerleri seyreder...

Kimi için zaten metrestir, kendi arzuları bitene kadar tüketilmelidir...

Yani...

Siyasetçisi, bürokrasisi, sivil toplumu ve medyası...

Merkeze Samsun'u değil, kendilerini koyunca...

Ortaya böyle bir görüntü çıkar...

Eline hançeri alan...

Bu kentin bağrına bağrına saplar!