Bazı devlet kurumlarının yöneticileri  şehit yakınları başımızın tacıdır derken acaba bunu gerçek hayatta ne kadar gerçekleştiriyorlar? Bu sorumun doğru  yanıtını şehit ailesi olmayanların vermesi  mümkün değildir. Bazı şeyler her zaman söylendiği gibi  gerçekleşmiyor. Makama kabul etmeyi şehit ailesine çay veya kahve ikram etmeyi ,bir şehit annesine  eşarp hediye etmeyi şehit ailesini baş tacı  etmek olarak gören makam sahibi  varsa, bu baş tacı etmek değildir .Oysaki şehit ailelerinin sorunlarını dinlemek ,onların taleplerini olanaklar dahilinde  en hızlı şekilde gerçekleştirmek devlet kurumlarının bir vefa borcudur. Ben bir şehit yakını olarak bu noktada bazı sıkıntılar olduğunu düşünüyor ve biliyorum.  

     Şehitlerin hangi evlerden, hangi mahallelerden  çıktıklarını hangi gelir grubuna sahip ailelerin çocukları olduklarını hepimiz biliyor ve görüyoruz. Çünkü bende bir şehit yakınıyım zaman zaman sesimizi duyuramadığımızı ,sesimizi duysalar bile çözüm getirilmediğini ,85 yaşındaki bir şehit annesinin en basit bir talebini bile aylarca  yerine getirmediklerini bunun için hiçbir şekilde çaba göstermediklerini ,sadece oyaladıklarını biliyorum. Ben gerçekten çok üzgünüm. Şehit annesi olan annem ise benden çok daha üzgün. Evladım bir şehit annesinin duasını almak istemez misin ,diyerek ayrıldığı makam sahibinin  bir daha olumlu ya da olumsuz dönüş yapmaması kabul edilebilir bir davranış mıdır? Bu şehit annesinin duygularıyla oynamak ,güvendiği dağlara kar yağdırmak ,şehit annesini küstürmektir. Oysaki basit konularda devlete küskünlük yaşanmasın diye  2010 yılında yapılan  Anayasa referandumu ile Anayasanın 10 maddesine, şehit ailelerine pozitif ayrımcılık getiren bir fıkra eklenmişti. Anayasa'nın 10 .maddesine eklenen o fıkra der ki; " (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz." Anayasanın bu fıkrasına uyan devlet kurumları ve makam sahipleri olduğu gibi bu fıkranın aksine davrananlarında olduğu çok acı bir gerçektir. Maalesef  Anayasanın bu maddesi de bazı şeyler gibi hükümsüz kılınmaya devam edilmektedir.10 yılda 10 adım ilerleme gösteremeyen Anayasanın bu maddesi şehit ailelerine pozitif ayrımcılık sağlamakta yetersiz kalmaktadır. Pozitif ayrımcılık şehit annelerine ,yakınlarına devletin ramazanda  iftar yemeği vermesi ise buna söyleyecek hiç bir söz bulamıyorum. Öyle anlaşılıyor ki Anayasanın 10 maddesine eklenen pozitif ayrımcılık maddesi bir süs maddesi olmaktan öte gidemiyor. Şehit ve gazi sayısının her geçen gün arttığı ülkemizde şehit anne ve babalarının bazı haklı  talepleri belki de ekonomiye  bir yük olarak görülüyor. Bunun böyle olmadığını gösterecek olan devletin temsilcileri ve kurumlarıdır. 

       Biz şehit yakınları Anayasanın 10 maddesine 2010 yılı Anayasa referandumu ile eklenen şehit ailelerini kapsayan pozitif ayrımcılık maddesine uygun düzenlemeler yapılmasını o maddenin bir süs maddesi olmadığının şehit yakınlarına devlet uygulamalarıyla  gösterilmesini istiyor ve bekliyoruz. Umuyoruz ki ,şehit ailesi sadece cenaze töreni sırasında sahiplenilen sonrasında ise bazı haklı  taleplerinden rahatsızlık duyulan aileler değildir. Şehitlerin anneleri  ve babaları evli bekar ayrımı yapılarak bazı haklardan kısıtlanmamalıdır. Şehitlerin anne ve babaları başımızın tacıdır diyenler sonuna kadar sözlerinin arkasında durmalıdır. Sahip çıkmaktan kastım sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da sahip çıkmak her daim ayrım yapmadan  ailelerin yanında olmaktır.