Bir başarı hikâyesi mi?
                Yoksa sorumsuzluklar zincirinin halkaları mı?
                Sohbetimizdeki kişi zor günleri geride bırakmıştı.
                -'Geçmiş olsun, kovidi sizde yendiniz.'
               
Ne de olsa bizde yendik ya.
                -'Sorma nasıl bela oldu anlayamadık, şükürler olsun atlattık sayılır. Şikâyetlerimiz gittikçe azaldı, iki gün sonra karantinamızda doluyor.'
                Nasıl bela olmuştu şu virüs arkadaşa acaba?      
                -'Ne kadar dikkat etsek geliyor, nereden kaptınız virüsü?'
                -'Bilsek nereden aldığımızı; nereden aldığımızın da artık hiç önemi yok. Sabah eşimde de sırt ağrıları başlayınca şüphelenmiş, test sonucu pozitif çıkınca mücadelemiz başlamıştı.'
                -'Eşinizle beraber yaşadınız hastalığı demek.'
                -Sadece hanım olsa iyi. Ertesi gün çocuklarımızda belirtiler gösterince test yaptırdık ve ailece virüse yakalandığımızı öğrendik.'
                Ev içinde virüs öylesine rahat gezinmiş ki.
                -'İnsanı gerçekten biraz hırpalıyor meret' dediğim de,
                -Sorma, bizi öyle yordu ki? Sülale boyu bu fırtınayı yaşadık. Aile apartmanında oturuyoruz. Üçüncü günde yengemlerde beş kişiden dört tanesi pozitif, birisi negatif çıktı.'

                -'Apartman hastaneye dönmüş desene.'
                -Yeğenimde sonradan belirti gösterince teste götürmeye bile gerek görmedik.'
                Binada diğerlerinin kovidle tanışmaları hiç sürpriz değildi.
                -Aile apartmanı olunca dayanışmayı yakından yaşamışsınızdır.'
                -Keşke öyle olabilseydi. Bir haftada apartmandaki tüm akrabalara bulaştığı anlaşıldı. Herkes kendi derdine düştü. Komşulardan Allah razı olsun, ihtiyaçlarımızı hep onlar giderdiler.'

                Virüsün binada nasıl misafir edildiği anlaşılmış, herkes birbirine virüsü bulaştırmak için adeta seferber olmuş ve bunu da başarmışlardı.
                -'Vallahi sizinki de iş mi! Virüse açık davetiye çıkarmışsınız.'
                -Aslında birbirimizi biliyorduk. ( ! ) Gündüz eşlerimiz oturmaya gitmişler. Kendimizde virüs olduğunu bilsek (!) hiç gider miydik? İstanbul'dan yeğenim gelmişti. Apartmanın terasında ızgara yapıp hasret gidermiştik o akşam sanırım herkes virüsü kapmış. En fazlada yaşlı annem ve babamdan korktuk. Çok da dikkat ediyorduk ama olacaksa oluyormuş işte.'
                Ne dikkati, virüs binada bayram yapmış ama öyle böyle değil.
                Herkes virüsü gereken her yere ulaşması için olağanüstü çaba göstermiş.
                Uyarılar bir kulaktan girmiş öbüründen çıkmış.
                Bayanlar partisi, akşamları çay kahve ızgara fasılları, almış başını gitmiş anlaşılan.
                Sonunda rahat nefes aldıklarını söylerken şükretmekten geri kalmıyordu.
                'Allah'tan, hiçbirimiz hayati tehlike süreci yaşamadık.'
                Şükretmesine hep beraber şükredelim de...
                Siz 'Virüsü Öyle Ağırlamışsınız ki.'
                İlgi ve alakanıza virüs bile şaşırmış!
                Yollarına kırmızı halı sermişsiniz.
                Farkında değilsiniz.