Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklarla mücadele edilecekti...

Yoksulluk tavan yaptı...

Yolsuzluk gırla gitti...

Her şey yasaklandı...

3 Y ile mücadele edilecekti...

3 Y teşvik edildi...

***

Eskiden bir iddia varsa devletin yetkilileri önce araştırma başlatırdı...

Şimdi iddiayı konuşana suç duyurusunda bulunuyor...

Eskiden kamu gücünün şiddetine karşı tedbirler artırılırdı...

Şimdi orantısız şiddete delil elde edilmesi engelleniyor...

Eskiden şike, teşvik, kayırma usturuplu yapılmaya çalışılır...

Yapanlar kılıf arardı...

Şimdi her şey aleni...

Yeter ki ardında güç olsun!

***

Gelelim Samsunspor'a...

Adana Demirspor'a, Giresunspor'a hak olan...

Samsunspor'a yasak...

Samsun'daki Vali ve Emniyet Müdürü mü Samsun'u sevmiyor?

Adana ve Giresun'daki Valiler mi görev yaptıkları kentleri çok seviyor?

Samsun'da yasa, yönetmelik ceza var da?

Adana ve Giresun'da yok mu?

Samsun Türkiye Cumhuriyeti'nin ili de...

Adana ve Giresun Federasyon mu?

Bu kadar fark olmasa...

Adana Demirspor ve Giresunspor...

Üstelik 'Kapan-ma (!)' ve 'Tam kapan ma' (!) dönemlerinde...

5 bin kişiyi tribüne nasıl sokacaklar?

***

Ben size söyleyeyim...

Adana'nın Parti Sözcüsü var, İktidar torpilli işadamı var...

Giresun'un etkili siyasetçileri var...

"Onlar girecek!" deyince...

Bürokrasi 'gık' diyemiyor...

Samsun'da eksik olan...

Bürokrasi üzerinde etkili olabilecek kadar güçlü siyasetçi eksiği...

Samsun bunları yaşarken hala 'Ben güçlüyüm' diyen varsa...

O zaman Samsun umrunda değildir, Samsun'a ihanet içindedir!

***

Samsunspor'da şimdi de hedefte Başkan Yüksel Yıldırım var?

Neden?

Çünkü farklı biri...

El etek öpmeyen...

Kendi işini kendi yapmaya çalışan...

Kimsenin emrine girmeyip, talimatlar almayan...

Kimseye hak etmediği bir şeyi vermeyen...

Vermemek için direnen biri...

Bir de konuşuyor, yaşanan haksızlıkları anlatıyor...

Tabi bu alışılmamış bir durum...

TFF konuşana ceza yağdırmaya alıştı ya...

Şimdi de sırada siyasetçiler var...

Hedefleri, amaçları Yıldırım gibi her şeyi konuşanlara 'ders' verip...

Susturmak...

Konuşmasını yasaklamak...

Oysa...

Türkiye'de siyasetçi çocuklarının futbolda etkili isimler olmaları yeni bir şey değil...

Türkiye'de İçişleri eski bakanlarından Abdülkadir Aksu'nun oğlu Murat Aksu'nun futboldaki etkinliği ile ilgili birçok iddia yazıldı, çizildi, konuşuldu...

Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı Melih Gökçek'in oğlunun icraatları hala konuşulur...

Şimdi de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun oğlu için bir şeyler söyleniyorsa...

Yapılması gereken, söylenenleri ilk kez gerçek kimliği ile dillendiren Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunmak olmamalı...

Yapılması gereken...

"İddialarla ilgili etki altında kalmayacak, gerçekten devletin memuru olan bir soruşturmacı atamak olmalıydı. Söylenenler gerçek mi, neler yapılmış, Adana'da Demirspor maçlarına haftalardır seyirciyi kim alıyor, nasıl alıyor, bunlar yapılırken Bakanın oğlunun ismi neden geçiyor, geçiriliyor" ortaya çıkarmak olmalıydı...

***

Hele hele bir de Bakan Soylu'nun anne tarafının Samsunlu olduğu dillendirilirken...

Samsun'la organik veya yürek bağı olan böyle yapar mı?

Bakın...

Samsun'da güçlü olduğu iddia edilen siyasetçiler...

Samsun'la yürek bağlarının olmadığını...

Samsunla ilgilerinin tamamen duygusal (!) olduğunu...

Samsunspor aleyhine gelişen olaylarda sessiz kalarak nasıl gösterdiler!

***

Tüm bunlara bakıp bir kez daha...

Vah Samsunum vah!

Vah Sahipsiz Samsunum vah!

Vah! Metres gibi sevilen Samsunum vah!

Diye haykırıyorum!