Çok üzgünüm ,hayatta olan annemin kız kardeşi, tek teyzemi de 05.05.2021 günü (bugün), günlerdir savaştığı  Covid-19 illetine İstanbul  Gaziosmanpaşa'da  tedavi gördüğü hastanede kurban verdik. Gerçekten çok üzgünüm. Teyzemin son yolculuğunda bile yanında olamadık. Birinci dereceden yakını sayılmadığım için cenazesine gitme izini alamadım. Birinci dereceden yakını olan annem ise yaşlı ve yorgun bedeniyle  tek başına böyle bir yolculuğu yapamayacağı için kız kardeşinin son yolculuğunda  yanında olamadı.  

       Annem kız kardeşinin cenazesine özellikle gitmemi çok istedi, bende son yolculuğunda teyzemin  yanında olmayı gerçekten çok istedim. Ne 199'dan ne  112'den nede E -devlet şifremle Samsun'dan İstanbul'a cenazeye gitmek için  izin alamadım. Çünkü teyzemin 2. dereceden yakını oluyorum. Ne acı bir durum değil mi? Tam kapanmada uygulanan bu katı seyahat  yasağı nedeniyle gurbette üç  beş kişiyle cenaze namazı kılınan teyzemin son yolculuğunda  yanında olup helalliğinde bulunamamak, gerçekten hepimizi çok üzdü .Duygusallığımın anlayışla karşılanmasını istiyorum. Çünkü bu tam kapanma gerçekten yalan, ama  ölüm gerçek. Tam kapanmada evimin penceresinden caddeye  baktığımda trafiğin normal işlediğini, caddelerin ve sokakların insanlarla dolu olduğunu sizler gibi bende görüyorum. Marketlerdeki kalabalığın ise normal zamankinden daha çok olduğunu hepimiz yaşayarak biliyoruz. Covit -19 virüsünün mutasyona uğrayan yeni varyantları ülkemizde günde 350 rakamının üzerinde insanımızı hayattan acımasızca koparırken, bu tam kapanmanın evrak üzerinde tam kapanma olduğunu kimse inkar etmesin .Diğer şehirlerde olduğu gibi Samsun'da caddeler ,sokaklar ve açık işyerleri bunun gerçek delili değil mi? Özetle soruyorum ; 29 Nisan 2021 Perşembe günü  saat  19.00'dan itibaren 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat  05.00'e kadar sürecek olan tam kapanma kimi kapsıyor ,bunun mantıklı ve gerçek bir açıklaması var mı? Maalesef her sokak  insan , bütün  yollar araç kaynıyor. Eğer bu kadar insan gerçekten tam kapanmada dışarıya çıkabiliyorsa kendimizi kandırmayalım ,bunun adı tam kapanma değil. Sokağa çıkma kısıtlamasına  yönelik muafiyetler herkesi kapsıyorsa buna diyecek bir sözümüz yok. Öyle anlaşılıyor ki, Covit -19 virüsü hala herkesi korkutamamış, herkes çok rahat.Bu vurdum duymazlık boyutundaki rahatlığımızdan çok korkuyorum. Çünkü sevdiklerimizi birer birer sonsuzluğa bu illet yüzünden uğurluyoruz. Neden Covit-19 virüsünün en sevdiklerimizi hayattan kopardığına bir türlü aldırış etmiyoruz? Bu gün değilse yarın bu mikrobun ,bu salgın illetinin  bizi bulmayacağını ,bulamayacağını   kim garanti ediyor? Böyle bir akıl tutulması garanti olabilir mi? Aşı vurulmak bile yetmiyor. Gerçekler çok acı, teyzem iki aşıyı da olmuştu. Sadece iki aşı mı grip ve zatüre aşıları da tamdı. Maalesef bütün aşılarına rağmen  teyzemi  kaybettik. Covit-19 ileti teyzeme de merhamet etmedi. Durum gerçekten çok ciddi , ne gençliğimize ,nede sağlığımıza çok fazla güvenmeyelim. Vaka sayılarındaki düşüşlerde bizi rehavete sürüklemesin. Kurallara mutlaka uyalım . Maske, mesafe, temizlik ,aşı birde gerçek anlamda tam kapanma. Eğer evden bir kişi dahi zorunlu olarak dışarıya çıkıp çalışıyorsa ,bu onun evdeki ailesiyle de  temas halinde olacağı gerçeğini unutturmasın Herkesin yasaklardan muaf olduğu tam kapanmalarla bu işi asla  çözemeyiz. Bu şekilde sağlıklı bir çözüm olmaz. Gerçekten canım çok acıyor. Teyzem beni," altınım (Altunum) da yedi dağın çiçeği" diye severdi. Maalesef Covit-19 illeti beni, teyzemin kaybıyla öksüz bıraktı. Annemin Covit-19 nedeniyle yaşadığı kardeş kaybı ise çok daha acı. Tekrar tekrar benzer acıları yaşamak istemiyorsak hepimiz gerçek bilimin ışığında alınan bütün tedbirlere harfiyen uyarak  ,aklımızı başımıza toplamak zorundayız. Her şeyi vatandaşın insiyatifine bırakmak sağlık çalışanlarının da bütün emeklerini bir çırpıda yok etmektir. 

     Covit-19 kısıtlamalarına rağmen , hiçbir haklı gerekçesi olmayan binlerce insan yaya yada otomobilleriyle seyir halinde sokakları, caddeleri doldururken ,kimse tam kapanmadan söz etmesin. Buna tam kapanma demek ne kadar doğru değilse, vatandaş olarak sorumlu davranmadığımızda çok  acı  bir gerçek. Bu Covit-19 illeti ile bu şekilde savaşmak boşa kürek çekmek değilse nedir? En yakınlarımızın cenazesine bile katılamazken ,sokakları doldurmak ayıptır, günahtır. Bu aymazlığın ve sorumsuzluğun içinde olmak kul hakkıdır. Bu sorumsuzluğumuzun bize yüklediği   vebalin  ne  kadar farkındayız? Ölüyoruz ama eve kapanmıyoruz.