Son haftayı kaleme almadan geçemezdim.

                Belki kişisel ama hayatımızın önemli durağı.

                Kızımızın mürüvvetini görmek bize de nasip oldu.

                Düğünlere izin verilse de açıkçası tedirgindik.

                Ya birinin virüsle tanışmasına sebep olursak.

                Hayırlı işin peşinde koşarken bu bizi çok ama çok üzerdi.

                Hafta başında planlanan kına gecesi.  

                Sınırlı sayıda kişiyle düşünürken çıta öyle bir yükseldi ki.

                Kına gecesi miydi, düğün müydü anlayamadık.

                Kimseleri çağırmadık derken salonun balkonları bile dar geldi.

                Her gelen onur verirken korkumuz hep virüstü.

                Neyse; folklorik giysi ve kendine has figürlerle kızlarımız kına gecesini başlatırken, ilerleyen dakikalarda herkes öylesine coştu ki...

                Bazılarında ter ayak uçlarına kadar indi.

                Ah Nurettin hocam ah, o halin unutulmazdı.
                Yöresel oyunlar, horonlar, halaylar...

                Şu salgın bugün bizi teğet geçse dediğimiz zamanlar.

                Mutluluğun hedeflendiği gecede salona getirilen davul bir süre sonra gelinin eline geçmesiyle ortam renklendi.

                Velhasıl kızımızın davul şovu gecenin finali olmuştu.

                Ertesi gün nikah merasimi.

                Moraller üst düzeyde.

                Süreçte eksiklik arıyoruz bulamıyoruz.

                İlginç olanı yerleşik hayatta değiliz ve oturduğumuz DSİ lojmanını birkaç gün öncesinde boşaltmışız.  Ama kızımızı yıllarca büyüdüğü lojmanlardan, gerekirse güvenlikten uğurlayacağız.

                Gelin alma seremonisinde damadın bando takımı ile yürüyüşü hoş bir tabloydu.
                Evde yapılan dua ve yine dışarıda neşeli tablonun sürmesi.

                Kimsenin gönlünü kırmadan bu özel günü en iyi şeklide tamamlarız derken kendimizi sahil kenarındaki otelin bahçesinde buluyoruz.

                Hava muhteşem, gündüzün yakıcı sıcaklığından eser yok.

                Misafirler alabildiğine alanı doldurmuş, gelenlerin kimisi ayakta.

                Özel günde dostları yanında görmek ne kadar güzel.

                Nikah masasına doğru göz nurumuzu damada teslim etme baba olarak bize düşüyor.
                Nikah memurunun 'Kenan ağabey bizim için özel, biz kız tarafıyız' sözlerinin arkasından nikah akdi tamamlanıyor.

                Gün boyu bitene kadar birçok sürpriz bizi sevindiriyor.

                Bir merhale aşılmış ise onun mutfağında büyük emek vardır. O emek asla tek bireye indirgenemez. İşte o hazzı yaşadığımız haftayı geride bıraktık.

                Sosyal varlık olmanın en güzel örneğini sergileyen, uzaktan yakından bu güzelliğin ortaya çıkmasında pay sahibi herkese şükranlarımı ifade ediyorum.

                Yaşamda en önemli kazanım ne diye sorarsanız.  
                En büyük sermaye çevre ve biz onu yaşadık.

                Bugün Bize Özeldi.  
                Darısı tüm dostlarımızın başına.