Oynanan oyun, sahada yaptıklarımız veya yapamadıklarımız bir yana, deplasmanda alınan Denizlispor galibiyeti çok önemli ve anlamlıydı.

Maçın ilk dakikasıyla birlikte tribünlerden yükselen "Samsun kümeye" tezahüratlarını ve edilen küfürleri televizyon ekranından şaşkınlık ve hayretle dinledik. Denizlispor taraftarının ceza almakla ilgili bir çekince duymadan aleni bir şekilde bu küfürleri edebilmesi oldukça dikkat çekiciydi. 

Ben maçı TRT Spor kanalında izledim. Küfürler edildiği esnada dış ses kesilmediği için söylenen her şeyi kolaylıkla duyduk. Ulusal yayın yapan önemli bir kanalın bu duruma dikkat etmesi gerekirdi. 

Ev sahibi ekibin golü erken bulmasından sonra Denizli tribünlerinden yükselen tezahüratlar ve ettikleri küfürler, onları "erken öten horoz" konumuna getirdi. Biz de ikinci yarı gösterdiğimiz reaksiyonla erken öten horozun başını kesmiş olduk.

Maçı çevirmeyi başardık fakat defansta kritik hatalar yapmaya devam ediyoruz. Stoper ikilisinin takımın en zayıf halkası olduğu görülüyor. 

İleride Yasin ve Tomane oldukça etkiliydi. Tomane skor yapmamış olsa da pozisyon bilgisiyle, ikili mücadelelerdeki etkinliğiyle gerçek bir forvet oyuncusu olduğunu gösteriyor. İkinci golü bulduğumuz o penaltıyı kendi çabasıyla aldı diyebiliriz. Beklenmedik anlarda sürpriz şutlar çıkarıp tehlike yaratabiliyor. 

Yasin şu an takımın lideri durumunda görünüyor. Daha fazla sorumluluk aldıkça takımı da daha fazla atağa sokuyor. Son iki haftadır oynadığı pozisyonun aksine, sol kanatta çok daha verimli oldu.

Çınari etkisizdi. Nitekim yerini ikinci yarıda Melih Okutan'a bıraktı. Melih sürati ve adam eksiltme becerisiyle sağ kanadımızın da çalışmasını sağladı ve oyununu bir de golle süsledi. 

Sahada ne vereceği en çok merak edilen isim kuşkusuz Diomande'ydi. İlk maçı olduğunu düşünürsek, iyi iş çıkardığını söyleyebiliriz. Geriden aldığı topları kanatlara dağıttı. Osman ve Hasan ile uyumsuz bir görüntü çizmedi. 

Kaleci Aykut pek çok açıdan Nurullah'tan önde bana göre. Fakat Nurullah'ın aksine, yan topları almakta eksikliği olduğu görülüyor. 

Önceki yazımda da bahsettiğim gibi, yedek kulübemizin zayıflığı dikkat çekiyor. Denizlispor maçında yedek kulübemizde oturan isimlerden sadece Melih Okutan oyuna girerek rakip için tehdit oluşturabilirdi. Öyle de oldu.

Mehmet Altıparmak hocanın bahsettiği şekilde iki yememize rağmen üç atabilmiş olmamız ve bunu deplasmanda yapmış olmamız oldukça önemliydi. 

Haftaya Ümraniyespor'u içerde yenerek rüzgarı arkamıza alabiliriz. Hem kaybedilen puanların ardından büyük bir moral yakalamış, hem de rakiplere gözdağı vermiş oluruz.