17 Aralık günü Haber Türk Televizyon Kanalında "Gün Başlıyor" programı.
Programın moderatörü ünlü yazar Muharrem Sarıkaya, konuk ise Gaziantep Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin.

Ses sisteminde ki sorunu gidermeye çalışan İHA Gaziantep muhabiri Ahmet Demir, canlı yayında bir anda Muharrem Sarıkaya'nın hışmına uğrar.
Öyle bir hışım ki, her ne kadar savrulan tokat yüzüne gelmese de; tokadı yer.  

Mevcut sorunu seri bir şekilde çözemediği gerekçesiyle şiddete maruz kalır.
Hem de bir meslektaşı tarafından, hem de canlı yayında.
Birde Gaziantep Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin'in yanında.
Üstelik insana şiddetin gündemde olduğu günlerde.
Bu açıkça bir kimliğin dışa vurumudur.

Gücü elinde tuttuğunu düşünen, yetki sahibi, patron, yönetici denilen kimlik.
Kibre kapılarak gururla başkalarını aşağılayan, öteleyen, küçük gören kimlik.
Çalışanı maraba, amele görme hissiyatı.

Bulunduğu konumdan dolayı "Ne oldum delisi" olma durumu.

Bunlar egosunu tatmin edecek, elindeki güçle ezebildiğince ezecek.
Ve bu yaptıklarından haz duyacak.

Muharrem Sarıkaya aslında "Güç Zehirlenmesi" yaşamıştır.
Bunun tıp dilindeki adı "HUBRİS SENDROMU" dur.

Almanya'da Hitler, İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franco...

Portekiz'de Oliveira, Şili'de Pinochet, Arjantin'de Videla...
Yakın tarihimizin HUBRİS hastalığı vakalarıdır.
Bu hastalıkta insani, vicdani değerler savrulur.
BEN olma duygusu en öne çıkar.

Osmanlı Devleti zamanında her cuma günü, namaz çıkışı medrese öğrencileri padişaha "Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var" derlermiş.
O kadar anlamlı ki bu hatırlatma.
Niçin derlerdi biliyor musunuz?

Padişah kibre kapılmasın.
Aman güç zehirlenmesine uğramasın diye.
Bence çok güzel bir yaklaşım.

Ahmet Demir'e atılan o tokat aslında tüm basın mensuplarına, izleyicilere, hatta konuğu olarak bulunan Sayın Fatma Şahin'e de atılmıştır.
Fatma Hanım o an itibariyle programı keşke terk etseydi.
İşte o zaman çok daha fazla büyürdü, yücelirdi.
Anlık o kararı verememiş olabilir, doğaldır.

Kim bilir, kimler makam, mevki, yetki açısından bir üstte bulunanlar tarafından sosyo-psikolojik ve diğer unsurlarla eziliyorlar.
Bunlar birde usta, araştırmacı, dürüst diye de sıfatlandırılıyor.

Basının duayeni Sarıkaya. ( ! )
Olaydan dolayı yaptığının yanlışlığını fark ederek savunmaya geçer.
Bazı olayların, hareket ve davranışların özrü olmaz.

Önemli olan, özür dileyecek duruma düşmemek.
İnsan olmak ekranlarda süslü püslü konuşmakla olmaz.
İnsan olmak bazıları için çok zordur, çok...