Gaziantep'te yaşanan vahim olay.
Dört yaşındaki Asiye pitbull cinsi iki köpeğin saldırısına uğrar. 
Olay bir sitenin basketbol sahasında gerçekleşir.

Bu tür vakaları sık duyuyoruz, ne var bunda diyebilirsiniz.
Burada olay, hiç de sanıldığı gibi değil.

Meğer köpek, patronun köpeğiymiş!
Ne köpekmiş; kariyerli, asil, soylu!
Aynen sahibi gibi. ( ! )
Asiye'nin yüzünü, göğsünü kısmen parçalayan pitbullar, şikâyet üzerine ekiplerce barınağa götürülürken, Asiye'de Gaziantep Üniversitesi Şahin Bey Eğitim Araştırma Hastanesine yatırılır.
Köpeklerin saldırısından Asiye'nin bedeni büyük darbe almıştır.

İşin garibi Asiye'nin babası da sitenin kapıcısıdır. 
Kapıcının kızını parçalayan köpeklere el konulunca patron ( ! ) çok sinirlenir ve elindeki gücü kullanarak Asiye'nin babasını işten çıkartır.
Peki, ne yapmalıymış Asiye'nin babası?

'Köpek efendi yeterince ısırdın, birkaç parça da kopardın lütfen Asiye'yi bırakır mısın?' Bunu mu demeliydi?
Ya da 'Kusura bakmayın kızım basket sahasına izinsiz gitti mi demeliydi?'

Olay sonrası beklerdik ki, patron en azından bir özür dilesin.
Asiye'nin tedavi giderlerini, belirli bir süre eğitim/öğretim harcamalarını karşılasın. Hatta babayı da ya terfi ettirsin ya da maaşını arttırsın.
Bir damla insani düşünce olsa en azından bunların birini söylerdi.
Kısmen vebalden kurtulmak için.
Nerde...
Peki, patronun çocuğunu köpek ısırsaydı ne olurdu?

Köpek kurşunlanır, sahibi mahkemeye verilir.
Gerekirse adamları tarafından hizaya getirilirdi.
Halk arasında bir söz vardır; özür dileyerek kullanıyorum.
'Köpeğin olurum, ne demek, yaparız' isteğini yerine getiririz anlamında.

Aslında sokak köpeği olmanın bir getirisi yok.
Kendine bunu yakıştıranlar patron köpeği olacak ki işe yarayacak.

Onlar o kadar değerli ki.
Asiye'nin babası işinden de kaldığı evden de kovuldu.
Neyse ki devlet babalığını gösterip olaya el koydu.
Asiye sağlıklı bir tedavi amacıyla hava ambulansıyla Antalya'ya nakledildi.
Cumhurbaşkanı da babaya daha iyi bir iş bulunduğunu söyleyerek içimizi bir nebze rahatlattı. 
Asiye kızımız inşallah eski sağlığına kavuşacaktır.

Ancak devletin yapacağı bir iş daha var.
İnsan onurunu, şerefini zedeleyen köpeğin patronuna, bir çocuğun sağlığına, ruhsal yapısına zarar verdiği gerekçesiyle ciddi bir para cezası kesmeli.
Bunda da gelişmeler var ki, baba Türk adaletine güvendiğini ifade etti.
Hayvanları en az insanlar kadar sevmesine severiz de. 
İçinde bir damla vicdan, merhamet, adalet olmayan... 
Köpek kadar insana değer vermeyenlere ne diyebiliriz ki.